Bir kitap için fazlasıyla farklı bir konu. Zira bugüne kadar okuduklarım arasında cellatlı bir konu hiç hatırlamıyorum. Zira senin de dediğin gibi edebi bir kaygı olmayıp anıların öyküleştirilmesi olsa dahi cellatlıkla ilgili herhangi bir bilgimin olmadığını fark ettim. Uç bir meslek doğrusu.
Cellat mezarlığı, cellat çeşmesi ya da şu paragrafın "TC’de infazlar sabaha karşı, mahkumun haberi olmadan hatta yatağından alınarak yapılırmış. Hapishanedeki herkesten olabildiğince gizlenirmiş infaz vakti. Avluya bakan pencereler ise seyran yeri olurmuş." Çok karanlık zamanlar be Yasin...