Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Atatürk ve Fikret... / İlhan Selçuk Fikret’in ölümü üzerinden üç yıl geçmiştir. Mustafa Kemal, Aşiyana tırmanmakta, yanında Harbiye’den manej hocası Emin Bey bulunmaktadır. Koluna girdiği hocasına Fikret’e olan sevgisini anlatır Atatürk: "Ben inkılap ruhunu ondan aldım. Ziyaret edeceğim yerlerin başında elbet Aşiyan gelir.” ★ Fikret ünlü yapıtı Rübab-ı Şikeste’nin ana hatlarını çizen dörtlüğü şu mısra ile bitirir: “Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim” Atatürk 1925’te yaptığı bir konuşmada öğretmenlere şu direktifi veriyor: “Hiçbir zaman hatırınızdan çıkmasın ki Cumhuriyet sizden ‘fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’ nesiller ister.” ★ Yine 1925’te İzmir Kız Öğretmen Okulu’nda “Türk kadını nasıl olmalıdır" konusu üzerinde yaptığı konuşmada, Atatürk sözlerini şöyle bitirmiştir: “Burada Fikret merhumun cümlece malum olan bir sözünü hatırlatırım: Elbet sefil olursa kadın, alçalır beşer.” ★ Çankaya’da sofra... Söz döner dolaşır edebiyata gelir. Konuklardan biri Fikret’i küçümseyecek olur. Atatürk der ki: “O karanlıklar içinde bir nur gören ve halkı o nura doğru götürmeye çalışan Fikret bu feryadı koparırken siz nerelerdeydiniz? Niçin içinizden kimse onun gibi feryat etmedi? Ben Fikret’e yetişemedim, onun sohbetinden istifade edemedim. Kendimi bedbaht sayarım. Fakat onun bütün eserlerini okudum, birçoğu da ezberimdedir. O hem büyük şair hem de büyük insandır." Yıl 1938... Atatürk Elazığ’a gelmiştir. Halkevi salonunda İsmail Müştak Mayakon; Ferda’yı, Sis’i, Rücu’yu, ve Mehmet Akif’e karşı Fikret’in yazdığı parçayı okuyunca Atatürk çevresindekilere döner: “Başka hangi şair böyle güzel ve inkılapçı şiirler yazmıştır?" ★ Yıl 1937... Atatürk Yüksek Ticaret Mektebi’nde düzenlenen bir gece toplantısına gider. Gençler çevresinde toplanıverirler. O sıra Mehmet Akif ölmüş, cenazesinde resmi tören yapılmamış; bu yüzden kimi gençler tepkilerini dile getirmişler. Atatürk söze başlar: “Ben gençliğe kırgınım. Biz güya İstiklâl Marşı şairine lazım olduğu kadar hürmet göstermemişiz. Sorarım size Mehmet Akif bu memlekete ne kazandırmıştır? Mehmet Akif bizim inkılaplarımızın düşmanıydı. (...) Halbuki biz bu memleketi muasır medeniyet seviyesine çıkarmak gayesiyle onu bütün geriliklerden kurtarmak için çırpınıyoruz. Gençler sorarım size: Bu milletin ve memleketin şan ve şerefle medeni dünya milletleri arasında yaşayabilmesi için lazım gelen her şeyi yazan, düşünen ve hayatını bu uğurda feda eden şair kimdir?” Gençler art arda isimler söylerler: Hamit? Namık Kemal? Ziya Gökalp? Atatürk Rumeli şivesiyle yanıtlar: "Hayır bilemediniz, Fikret be çocuklar, Fikret be çocuklar, Fikret be çocuklar... O bizden çok ilerisini gören bir insandı, yazık ki biz ona hâlâ yetişemedik." ★ Yukarda özetlediğim anıları Mustafa Baydar, (kaynak ve belge göstererek) 15.12.1967 tarihli Varlık Dergisinde yayımlanan yazısında ayrıntılı biçimde anlatıyor. Fikret 24 Aralık 1867’de doğmuş, 18/19 Ağustos 1915 gecesi ölmüş. Başta Mehmet Akif olmak üzere nice şairimizin doğum ya da ölüm günlerini anmak yolunda fırsatı kaçırmayan TRT, Fikret’i neden dışlıyor? Atatürk’ün en sevdiği şair olduğu için mi?
·
32 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.