Gönderi

Hayat Rehberi
‏قال الله تعالى في استقم كما امرت ومن تاب معك ولا تطغوا انه بما تعملون بصير. (سورة هود، ١١٢). Allahü Teâla şöyle buyurdu (mealen): “O halde emrolunduğun gibi dost doğru ol ve seninle beraber tevbe edenler de (senin gibi dosdoğru olsunlar). Ve haddinizi aşmayın. Çünkü Rabbiniz, yapmakta olduğunuz şeyleri hakkıyla görendir.” 27 Mart 2019 (Hud Suresi ayet 112) ☑️Ahmet Cevdet Paşa’nın doğumu(1823) ♾Hidayet Üzere Olmak♾ Hidayet hak yolu beyan etmek, doğru yola gitmek, ulaşılmak istenilen şeye yol göstermek, hak yola bilfiil ulaştırmak, böyle bir yola girmek manasınadır. Mübarek peygamberlerin lisanlarıyla ve kitaplarla insanları hak yola davet ve teşvik etmeleri de bir hidayet demektir. Âl-i İmran Sûresinin 8. âyet-i kerimesi, ilimde rüsûh sahibi (ilimde kuvvetli) olan zatların Cenâb-ı Hak’tan hidayet ve ihsan talebinde bulunup ne suretle tazarru ve niyaza devam ettiklerini göstermektedir. Şöyle ki: “Ey Rabbimiz! Bizlere hidayet buyurduktan sonra kalplerimizi saptırma. Ve kendi yüce katından bizlere bir rahmet bağışla”, bizlere lütfet, bizleri imanımızda, nail olduğumuz hidayete sabit kıl veya kusurlarımızdan dolayı bizlere mağfiret buyur. “Şüphe yok ki Vehhâb olan ‘isteklerimizi lütfunda ihsan buyuran’ ancak sensin.” Ya ilahi! Bu dualarımızı kabul buyur, bizleri hidayetten, rahmetinden mahrum bırakma.(Amin) •Bu âyeti kerime, insanların korku ile ümitten asla ayrılmaması icap ettiğini işaret etmektedir. Bu sebeple hiçbir kimse kendi ibadet ve itaatine güvenmemelidir. Ve yine hiçbir kimse, ümitsizliğe düşüp hidayetten, Hazreti Allah’ın rahmetinden ümidini kesmemelidir. Nice kimseler vaktiyle alim, faziletli, âbit ve zâhid iken bilâhare nefislerinin hevâsına tâbi olmuşlar, dünyevi menfaatler arkasında koşmuşlar, bir takım bozgunculara uyarak hidayet caddesinden ayrılmışlardır. Nice kimseler de vaktiyle nefislerine uyarak günahkar bir halde yaşarken, bilâhare Hazreti Allah’ın bir rahmetinin eseri olarak, yaptıkları kötülüklerden tövbe ve İstiğfar etmişler, dini ve dünya vazifelerini güzelce îfâya başlamış, hüsnü hatimeye (son nefeste imana) mazhar bulunmuşlardır. Nitekim peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem):”... Rabbim.! Bizim kalplerimizi senin dinin üzerine sabit kıl.” diye dua buyururdu. Ne mühim bir dua! İşte bu, bizim için bir uyanma dersidir. Varlığımızda güvenmeyelim, daima Cenab-ı Hakk’a iltica edelim. Hidayette sebat etmemizi, onun merhametinden, sonsuz olan lütüf ve ihsanından niyazda bulunalım.
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.