Canımızın çektiği sözleri işitmek istediğimizden, yüreğimizin gürültüsünü dinlemekten son anda vazgeçiyoruz. Sözde kırılıyoruz ele-avuca sığmayan sözcüklere. Oysa "İnci hiç pas tutmaz ki" ama paslanması için sarılıyoruz kumral ayrılıklara ve yüreğimizi çok uzak şehirlere düşürüyoruz. Bir gün olsun el sürmuyoruz sarımtırak hasretlere.