Gönderi
208 syf.
·
Not rated
"Kitaplar hiç bu kadar korkunç olmamıştı."
Çünkü milyonlarca konu hakkında yazılmış milyonlarca kitap vardır. Ne kadar çok kitap; o kadar çok insan çeşidi, ne kadar çok insan çeşidi; o kadar büyük toplum kaosu demektir. Bir çok düşünce hakkında yazılmış kitaplar okumak, gruplar halinde toplanıp edindiğimiz bilgileri tartışmak, evlerimizde ailece oturup dünyada gerçekleşen gelişmeleri konuşmak insanları çeşitlendirip, farklılaştırıp ayrıştırır. Herhangi bir ülkede insanlar böyle bir hal almış ise kaosun eşiğine gelmiş demektir.
Hatta bir düşünceyle yetinmeyen insanlar bir çok farklı kitap okuyup, bir çok farklı düşünce hakkında bilgi sahibi olur. Bu sefer de kişi toplum kaosunu bir kenara bırakıp, kendi içinde düştüğü çelişkilerle, vicdan muhasebesi, inanç meselesi, politik çıkarlar gibi meseleler ile kafa yorup doğru ile yanlışı ayırt etme noktasında kararsız kalır. Bu kararsızlık kişiyi bunalıma sürükleyebilir, ömrünün sonuna kadar mutsuz kılabilir.
Kaosun hükmettiği ülkede bir sistem gerekli, bir "hükümet sistemi." Bu hükümetin tek amacı "huzur" olmalı, toplumda huzuru sağlamak.
"Huzurlu toplum, kaossuz toplum demektir."
Hükümet huzuru sağlamak için bir yerden başlayacak ise bu "kitapları yakmakla" olmalı, çünkü bütün farklılıkların ana kaynağı kitaplardır, şu ana kadar not edilmiş bütün kitaplar yakılsa, tarihçiler, felsefeciler, sosyologlar öldürülse toplumu okuma, araştırma, sorgulama kabiliyetinden koparacak, dünyada hiçbir farklı düşünce kalmayacak ve bu hükümet için yapılacak tek şey kalacak, "mutluluk" toplumu mutlu kılma çabası. Bunun için toplumu tektipleştitmek yeterli olacaktır.
Zamanın en büyük iletişim kaynağı olan, toplumu ilgi ve merak içerisinde bırakan "televizyon"un toplumu mutlu kılma yolunda en etkili araçtır. Evde oturanlara göre programlar, komedi çılgınları için filmler, satış şirketleri için reklamlar, hız tutkunları için hızlı arabalar...
·
2 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.