Gönderi

176 syf.
7/10 puan verdi
"Belli bir hedefi olmayan her hayat bir hatadır." (Stefan Zweig) Anlamını bulmak için acı çekmen gerek eğer acı kaçınılmazsa, anlamı olmadan durduk yere çekilen acı mazoşistlik tanrısına dönüştürür sizi. Nietzsche der ki; -"Beni öldürmeyen şey, beni daha da güçlü kılar."- Anlamını bulmak için (hayatın) sevmen gerekir bir insanı yanında olması şartıyla değil içsel öykünde var olması şartıyla. Sevmen gerekir ölse bile, sevmen gerekir bambaşka şekillere yoğrulup farklı bir tat bıraksa bile ağzında, acı verse bile seçmen gerekir nihai anlamını özgürlüğünle. Göz koordinasyonu olmasa bile parmaklarınla dokunman gerekir acı çekerken sevdiğin insana. Bağlılık gerekir çünkü anlamında bir şeyler bulabilmek için hayatın. Frankl der ki: hayatın anlamı siz değilsiniz sizin anlamınız hayatınız. Çifter anlamlı yolculuklar yapmalısın insan denen canlıysan anlamı bulmak için. Üç anlamın var der: severek yaptığın bir iş, bir insanı sevmek ve nihai kaçınılmaz olan acıyı kendine bilemek. Acıyla bilenmen şarttır çünkü bu seni varoluş ağacının dallarına meyve olarak yerleştirir der. Severek yapacağın bir iş olmalı, sanat olmalı ama sevmelisin der. Bir hedefin olmalı der? Sahi sizin hedefiniz var mı anlamınızın siz olduğu bir hayatı aramak için? Bulunacak mı? İçinde var olduğun an için belki hayır ama bir dakika sonra belki evet. Şıkları sürekli değişen bir sınav mı bu? Yoksa terazinizin kefesine konulan ağırlık yine siz misiniz? Hem terazi hem ağırlık olmak gerilim yaratıyor değil mi? Sorumluluk bilinci insanın dengesini bozuyor değil mi? (homeostasis ) Bozun dengenizi çatışma olmadan ruh sağlığı sağlam olmaz. "Her zaman içimde taşıdığım o insanı hiç düşünmedim." der Stefan Zweig içinizde taşıdığınız insanı düşünün Zweig gibi olmamak için ya da düşünmeyin "Kader kendine meydan okuyan cüretli kişileri sever." der Zweig meydan okumak sizin anlamınıza göre değişkendir. Seçmeyi seçmekte özgürsünüz. Ya buradasınız kabullenişinizin sefasını sürersiniz, acıyla beslenirsiniz ya da başka bir dünyadasınızdır, bilinmezliğinle. Ya Sadık Hidayet gibi hassas ve entelektüel olursan? Manevi yaşamın derinliğinde, entelektüel bir yaşamın içinde, hassas bir tinsellikle, daha çok acı çekmeyi reddederek bu dünyayı sonlandırırsan eğer besleyemezsin kendini acılarınla. En özgür olmadığın an bile özgür olan iç sesinle kaderini seçersin. Yaşamın soyut arayışını mı somut olan anlamını mı istersin? "Peki ya insanın, kozmosun evrimindeki bitiş noktası olduğundan emin misiniz? Başka bir boyutun daha olduğu, başka bir dünyanın, insan acısının nihai bir anlam bulacağı bir dünyanın olduğu düşünülemez mi?" Acınızın bu dünya için yeterince acı çekmeye değmeyeceğini düşünürseniz bu soruları kendinize sorun. Kabulleniş mi? Pes etmek mi? En dar zamanlarınız, en sınırlı canlılığınız ile bile özgür irade bir parça içinizde mevcuttur. "Her şey bir yana, insan, Auschwitz gaz odalarını icat eden bir varlıktır ama dudaklarında duayla ya da Shema Yisrael ile gaz odalarına dimdik yürüyen varlık da insandır." Her tercih bir özgürlük ve sorumluluk mesuliyetiyle beraber meydana gelir. Siz istemeseniz dahi milyonlarca sperm arasından birinci gelmeniz bir tercihtir. İnsan tümdengelen bir varlık olmaktan ziyade tümevarımsal bir varlıktır. Sizin parçalarınız sizinle bütünleşiktir. Yaşamın anlamı bir insanı sevmektir, bir işi sevmektir ve nihai anlamı acılarından beslenmektir. Ya da vazgeçiştir. Bilinçlilik ölmeye mi yaşamaya mı karar vermektir, bilinmezlik içinde kayboluştur. ----- Kitap üç bölümden oluşuyor. 1) Frankl'ın toplama kampında yaşadıklarını anlattığı iç öyküsünden. 2) Logoterapi nedir? Psikanalizden farkı nedir? 3)İyimserlik üzerine trajik bir tartışma. Frankl kamp sürecindeki kişilere yönelik üç aşamadan bahseder. Birincisi semptom şok tepkisi, ikincisi apati(duygu yitimi) ve kabulleniş, üçüncüsü kamptan kurtuluş süreci. "Az önce dışarıda sürüklenen ceset, parlayan gözleriyle bana bakıyordu. O insanla iki saat önce konuşmuştum. Çorbamı yudumlamaya devam ettim." (Hangi aşama olduğunu siz bulun) İnsanın alışamayacağı hiçbir şart ve koşul yoktur ki bu kadar alçaltıcı, hayvancıl olmasın. Frankl acılar kaçınılmazsa beslenmemiz gerektiğini söyler. Kitap her sayfasıyla içinden bir kitap daha çıkarabilecek düzeyde. Kitaba 7 puan vermemin sebebi verilen örneklerin yüzeysel ve doyurucu olmaması, olumlu bir hayat bakışının aslında insanı gerimli olan sağlıklı denge durumuna ulaştıramayacağı görüşüne daha yakın olmam ve Bu kadar olumlamanın beni ZEHİRLEmesi olasılığının olmasıdır. Beni Frankl ile tanıştıran
Eda E.
Eda E.
'ye teşekkür ederim. Not: inceleme kendini güncelleyecektir.
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl · Okuyan Us Yayın · 202336 okunma
··
143 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.