Gönderi
288 syf.
·
Not rated
Bir zamanlar Afganistan' da işgalci askerler ceset tuzakları yapmışlardı. Düşmanlarının cesedini köyün yakınında, yol kenarına atmışlar, altına da patlamaya hazır özel bir mayın yerleştirmişlerdi. Ölüyü defnetmek için gelenler cesede dokunur dokunmaz patlama oluyor ve onlar da ölüyorlardı.
Afgan kadın gözyaşlarıyla kocasının cesedine doğru koşuyor, komşuları engel olmaya çalışsa da başaramıyor, kadın bağırarak cesede sarılıyor, ve... Aynı patlama...İnsanlar yok oluyorlardı. Babalarının cesetlerine koşan çocuklar daha dokunur dokunmaz paramparça oluyorlardı...
Tüm bu olayları ilk andan itibaren kayda alıp memnuniyetle seyredenlerin ortak ismi neydi peki? Elbette kötülükten başka bir şey değildi...
Diyelim ki kötülük dolu bir birey henüz embriyoken bazı sinyaller sayesinde, annelerin alınlarında bir damgayla kendini belli ediyor. Kısa bir süre kendini gösteren bu iz zamanla kayboluyor. Kötülüğe son vermek adına embriyo yok edilmeli. Karar sizin...Dünyanın refahı diyerek bebeğin yolculuğunu başlamadan bitirir misiniz, ne olursa olsun bu bebeğin doğmasını mı istersiniz?
Genler üzerinde yaptığı deneylerle kariyerinin doruklarına ulaşan bir bilimadamı, neden olabileceği yıkımları engellemek için uzaya gider ve çalışmalarını burada sürdürür . Araştırmaları kötülüğün başlangıcını bulmak olarak devam eder ve böylelikle tanışır kassandra damgasıyla. Dünyayı uyarmak ister... Ama hiçbir şey umduğu gibi gitmez..
Kassandra Damgası Cengiz Aytmatov'un diğer kitaplarından oldukça farklı, bilim kurgu temalı bir kitap. Bu fark ara ara yazarın Cengiz Aytmatov olduğunu unutturdu bile hatta :) Yazarın en beğendiğim kitabı oldu diyebilirim.
Kan ve hâkimiyet! İşte ebediyen kötülük tohumlarının yetiştiği toprak...
Keyifli okumalar...
··
221 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.