Diyalektik, gerçekte, bilimlerde meydana gelen değişmeyi
anlamasını bilen idealist Alman filozofu Hegel (1770-1831)
tarafından geliştirildi. Heraklitos'un eski fikrini yeniden
ele alarak, bilimsel ilerlemelerin de yardımıyla, evrende,
her şeyin hareket ettiğini ve değiştiğini, hiçbir şeyin ayrı,
tek başına olmadığını, her şeyin her şeye bağlı bulunduğunu
saptadı ve böylece diyalektiği yarattı. Hegel'den dolayı, bugün,
dünyanın diyalektik hareketinden sözediyoruz. Hegel'in
başta sezinlediği şey, düşüncenin hareketidir ve Hegel,
buna, doğal olarak, diyalektik adını vermiştir.
Ama Hegel idealisttir. Yani ruha birinci derecede önem
verir, bu yüzden de, o, özel bir hareket ve değişme anlayışı
yaratır. Ruhun değişmelerinin, maddedeki değişmelerin nedeni
olduğunu düşünür. Hegel'e göre, evren, maddeleşmiş fikirdir
(idee'dir) ve evrenden önce, ilkin ruh vardır ve ruh, evreni
bulur. Özet olarak, Hegel, ruhun ve evrenin aralıksız
değişme halinde olduğunu saptar, ama bundan maddedeki
değişmeleri, ruhun değişikliklerinin belirlediği sonucunu çıkarır.
Örnek: Mucidin bir fikri vardır, fikrini gerçekleştirir, işte
bu maddeleşmiş fikir, maddede değişiklikler yaratır.
Demek ki Hegel, pekala diyalektikçidir, ama diyalektiği
idealizme bağımlı kılar.