Mora'daki vahşeti yöneten Papazların ilk amacı Türklerin yok edilmesi davasına hizmet sunmaktı. Avrupa bu hizmeti takdirle karşıladı. Vahşet, Avrupa’da “Liberalizm ve Hıristiyanlığın zaferi” olarak yankı buldu. Katliamların Yunanlılığa ilişkin amacı ise Türkler’den arınmış, kendi içinde birlik gösteren bir ulus ortaya çıkarmaktı. Bir ulus meydana getirmek için Türkler’i öldürmek ve göçe zorlamak yöntemi,
19. yüzyılı ve hemen sonrasını bir Türk mezarlığına çevirdi, bu yöntemi, Bulgarlar, Ruslar ve Ermeniler de uygulayacaktır. Mora’da düzenin geç de olsa sağlanması (1826) üzerine, Osmanlı’ya orada bir Yunan Prensliği’ni tanıması için yapılan baskı, yeni bir saldırıya dönüştü. İngiliz, Fransız ve Rus savaş gemileri Navarin’de Osmanlı donanmasına hileli bir baskın yaparak 57 gemiyi yaktı, 8 bin askeri şehit etti. Haberi alan II. Mahmut ağlarken Avrupa sevinçten yıkılıyordu. (Öztuna, Büyük Türkiye Tarihi, c. 7, s. 8. (1827) Lamartine, A.g.e, c. 1,s. 15.)
Bu felaketin ardından Ruslar hücuma geçti (1828). Onlar Kars’ı kuşatırken, Fransa Mora’ya 30 bin asker yığdı ve Mora’yı Yunanlılar’a verdiğini ilan etti. (V. Öztuna, Ag.e, c. 7, s. 11.(1828)) Rus Dışişleri Bakanlığı’nın bir numaralı ismi, Yunan asıllı Capodistrias’ı ilk Yunan Devlet Başkanı olarak Mora’ya çıkaran İngiliz Worspite gemisine, Fransız ve Rus savaş gemileri eşlik ediyordu.(Alan Palmer, A.g.e, s. 108. (ingilizler, Osmanlı'nın gelişmeleri önleyemediğini görmüş ve Yunan isyanının sonuçlarından yalnızca Ruslar'ın faydalanmasını istememişlerdi.)) Ruslar, Balkan dağlarını ilk defa aşarak Edirne’ye girince (1829), İngiliz, Fransız, Rus baskısına daha fazla direnemeyen Osmanlı, bağımsız Yunan Krallığı’nı onayladı (1830). Merkezi Atina olan bu küçük devlet, zamanla aynı güçler tarafından büyütüle büyütüle bugünkü halini aldı. Yunan Krallığı; İngiltere, Fransa ve Rusya’nın ortak eseridir.(Serdar Sarısır/'Yunanlılar'ın İşgali ilhaka Dönüştürme Projesi" 9. Askeri Tarih Semineri Bildirileri, c. 2, s. 594. (Yunan Krallığı başlangıçta Mora, Kiklad Adaları, Ağrıboz Adası ve Attika Yarımadası'ndan oluşuyordu)) Fakat bu eserde İstanbul’daki ihanetin de payı vardır. (İsyan söylentilerini araştırması için Mora'ya gönderilen ve döndüğünde "Mora'dan emin olabilirsiniz" diyen memur, Rum tercüman Nikola Morazi idi. Fener Rum Patrikhanesi de isyana karışmıştı. II. Mahmut, Patrik V. Gregor'u Patrikhane'nin orta kapısında idam etti. Orada bir Türk devlet adamı asılıncaya kadar orta kapının açılmamasına karar verildiği söylenir. Bu kapı bugün de kapalıdır. (R. Ş. Apuhan,Türklerin Tarihi, s. 137)) 1828-1829 savaşında, Ruslar Kars’ı kuşatırken Osmanlı Ermenileri Müslümanları sindirmekle görevli birlikler oluşturdular, (Georges de Maleville, 1915, Osmanlı, Rus-Ermeni Trajedisi, s. 41.) Ahıska ve Bayezıt’ın işgalini kolaylaştırdılar, Rus ordusuna asker yazıldılar.(Necdet Sevinç, Ermeni iddiaları ve Gerçekler, s. 73.) Ruslar, savaşın sonunda Anadolu’dan çekilirlerken peşlerine takılan 80 bin Ermeni’yi, birer Türk yurdu olan Ahılkelek, Ahıska ve Revan bölgelerine yerleştirdi. Elbette bunu kendileri için yaptılar. Ermeniler onlar için yalnızca Kafkasya’yı müslümanlardan arındırmakta kullanacakları bir araçtı. Nitekim daha savaş sırasında Revan'da en az 26 bin Müslüman öldürüldü veya sürüldü. Orası bir gün Ermenistan’ın başkenti olacaktır. Fransa, Yunanlıları “Bağımsız Krallık” yaptıkları 1830 ‘da, 15l4’ten beri çeşitli şekillerde Osmanlı idaresi altında bulunan Cezayir’i işgal etmeye başladı. Avrupalı gönüllüler bir süre sonra Cezayir’e akın ettiler. Ama Fransızların kitleler halinde boğazladığı Cezayirlilere yardım etmek için değil, Fransa’nın dağıttığı topraklardan almak için! Osmanlı ordusunun esasını Türkler teşkil ettiğinden, 1768— 1829 arasındaki uzun Rus savaşlarında genç Türk nüfusu eridi, doğumlar azaldı. Buna karşılık, askerlik yapmayan gayrimüslimler sayıca arttı ve varlıklı-sıhhatli orta sınıf olarak gelişti. Bu dengesizliğin siyasi sonuçları yıkıcı olacaktır.
Recep Şükrü Apuhan
Asla Yenilmeyeceksin
·
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.