Gönderi

320 syf.
7/10 puan verdi
Kitap, Erwin Bartmann adlı bir Alman askerinin çocuk denecek yaşta katıldığı ancak kendi deyimiyle bittiğinde üstünde onlarca yılın ağırlığının olduğu II. Dünya Savaşı anılarını, bir kaybedenin gözüyle anlatan otobiyografik bir eser. Yazar otobiyografisinde savaş öncesi dönemle savaş sonu ve bitiminden sonraki dönemde Alman toplumundaki değişimlerle alakalı ilginç anekdotlar da paylaşıyor. Bilindiği üzere Almanya I. Dünya Savaşı’ndan yenilmiş ve gururu kırılmış bir şekilde çıkmıştı. Bu yüzden Hitler başa geldiğinde insanlar onun Almanya’nın kaybettikleri onurunu ve gururunu geri kazandırabileceğine inanıyorlardı. Yazarın deyimiyle o başa geldiğinde insanlar,sokaklarda artık rahat rahat gezebilmeye başlamışlardı. İnsanlar Hitler’e o derece bağlıydılarki ayda bir kere Pazar günleri mutfaktaki yemek artıklarından çorba hazırlamak suretiyle tasarruf edip ‘’Eintopf’’ denilen paraları Nazi Partisi’ne bağışlıyorlardı.Hitler’e büyük hayranlık duyan Almanlar, 1936 Berlin Olimpiyatları açılışında barışın sembolü olan güvercinlerin gökyüzüne salındığı statta, çok değil birkaç yıl sonra dünyanın o güne dek gördüğü en büyük yıkıma sebep olacak bir dünya savaşına yol açacağını bilselerdi yine de Hitler’e bu kadar coşkulu bir sevgi gösterisinde bulunurlar mıydı bilemeyiz. Ancak Almanların bu hayranlıklarının en azından savaşın kaybedildiğinin kesinleştiği olay olan Berlin’in düşmesine kadar devam ettiği aşikar. Erwin Bartmann, anılarında sürekli, tarihi kazananların yazdığından dolayı yazılan tarihi eleştiriyor ve bununla alakalı karşı argümanlar ortaya koyuyor. Kitabı okurken ilk dikkatimi çeken şey Yahudi soykırımından neredeyse hiç bahsedilmemesiydi. Yazar bunu kitabın sonlarına doğru, bu ölüm kamplarından ilgililer hariç çoğu Alman’ın haberi olmadığını iddia ederek açıklasa da milyonlarca insanın adeta yok edildiği bu kadar büyük katliamların bu kadar gizlilik içinde yapılmış olabileceğinin ne kadar inandırıcı olduğu biraz düşündürücü. Ancak bunun yanında yazara hak verdiğim bir konu,savaş sonrasında Nazilere işledikleri savaş suçlarının hesabı sorulurken, Rusların savaş sırasında yaptığı katliamların(Ör: Katyn şehri yakınlarında ormanlık bir alanda 20.000 Polonyalıyı katlediyorlar),tecavüzlerin; Amerikalıların Japonya’da iki şehri nükleer bombayla adeta yok etmelerinin ve yine Amerikalıların Dresden’de çoğunluğunu sivillerin oluşturduğu şehri bombalayarak on binlerce insanın ölümüne yol açmalarının hesabının sorulmamasıdır. Kitapta ilgimi çeken bir diğer konu da savaş sonrası Alman esirlerinin toplandığı esir kamplarında esirlerin çoğunun Nazi Partisi’ne üye olmadıklarını iddia etmesiydi hatta yaşlı olanların Hitler’den nefret etiklerini söylemesi ve hayatları boyunca Nazi Partisi’ne oy vermediklerini iddia etmeleri de çok düşündürücüydü. Son olarak kitapla alakalı daha doğrusu çevirisiyle ilgili ufak bir eleştiri yapacak olursam Alman ordu birimlerinin ve rütbelerinin telaffuzu zor olan Almanca isimleriyle yazılması okurken beni rahatsız etse de kitap, bir anı-günlük eserinden çok roman akıcılığıyla yazıldığından dolayı sıkılmadan okunabilecek bir eser. II. Dünya Savaşı’na ilgi duyanların farklı bir bakış açısıyla yazılmış olan bu kitabı keyifle okuyacaklarından eminim.
Vatan ve Führer İçin
Vatan ve Führer İçinErwin Bartmann · Kronik Kitap · 2018533 okunma
·
232 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.