Hep olmazlardadır aklım
Bakmadan insanın doğasına..
Sonsuzluk isterim mesela, barışta ve aşkta
Bakmadan su gibi akıp giden yıllara..
Yaşlanmam, meydan okurum zamana
Kör bir inatla inanırım umuda
Düşerim, düştüğüm uçurumun kıyısından tutunurum hayata
Gün gelir, ellerimle örerim etrafımdaki duvarı
Gün gelir, bir pire için yakarım ısındığım yorganı
Kimseyle ilgisi olmaz yaşadığımın
Mutluluğumu da mutsuzluğumu da kendim yaratırım
Ben deliyim...
Mutluluğu uzaktan seyrederken
Cebimde küçük umutlar biriktiririm
Gözlerimin kapının eşiğine
Duvardaki fotoğraflara takıldığı saatlerde
Kendimi param parça olmuşluğun
Tükenmişliğin koynunda bulurum
İşte o zaman hayat acı kahve tadı verir
Hep içime atarım,
Amma !
Kendimi içine atacak yer bulamam
Anlamayana az gelirim, anlayana çok...
Ne yarınlar bir şey bekler benden
Ne de ben bir şey beklerim yarınlardan
İnsanlar üçe ayrılır;
Görenler, gösterilince görenler
ve göstersen de göremeyenler...