Gönderi

1724 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 107 days
Harikulâde
Öncelikle 1700 küsür sayfa kitap okumak cidden kolay değilmiş bunu öğrendim değmeyecek bir eser olsaydı kesinlikle yarım kalırdı ve başladığım için hayıflanırdım. 1- Kitap içerisinde o kadar detaylı ve emek vererek, uğraşılarak çıkarılan bir hikaye anlatılmış ki sürekli olarak ana karakterin baştan sona, tüm yaptıkları yaşadıklarıyla birlikte tüm hissettikleri en ince ayrıntısına hatta rüyassndaki en ince ayrintisina kadar mukemmel bir sekilde okuyucuya kolay bir şekilde geçiriliyor, benzer bir durumu suç ve cezada da yaşamıştım. 2- Kitabın sayfaları arasında gezerken hırsızlık suçundan bahsediliyor mesela ama o suçun içeriğinde sanığın ne yaptığı, geçmişte birilerinin hüküm verdiği olayda ciddi ciddi suçlu olup olmadığını kimse sorgulamıyor ve hırsızlık suçu işlemiştir deyip geçiyor, bizim de sanırım daha önce insanların sicillerine bakıp veya geçmişini bir şekilde öğrenip bunu yapmıştır veya yapmamıştır diyerek yargıladığımız zamanlar olmuştur ve ben bugün onlardan, yaptıklarımdan pişmanlık duyuyorum. 3- Ara ara belli kısımlarda tarihi olaylar en ince ayrıntısına kadar anlatılıyor mesela İngilizlerle Fransızlar arasındaki Waterloo savaşını tarihci gercekligiyle romanin havasina uymayan bir dille anlatılıyor evet romanda önemli bir yere sahip olaya baglaniyor ama bu kadar ayrıntılı anlatmaya gerek var miydi bilmiyorum. 4- Yazar 3. Napoleon darbesinin yaşandığı 1851 yilindan 1870 yilina kadar Parisi görmemiş ve bildiği kadarıyla o şehri en ücra sokağına kadar tasvir etmiştir bu da ayrı bir başarı. 5- "İnsan, çocukluğunun geçtiği bir şehre sürekli olarak gelip gittiğinde geçtiği yollara dikkat etmez, o çatıların, o kapıların, o pencerelerin kendisi için bir anlam ifade etmediğini, o duvarların kendine yabancı olduğunu, o ağaçların sıradan bir manzaraya teşkil ettiğini, içine girilmeyen o evlerin hiçbir işe yaramadığını, üzerinde yürünen o kaldırımların taşlardan ibaret olduğunu düşünür. Daha sonraları, orada olmadığınızda, o caddeler, o sıradan ağaçlar gözünüzde tüter, o çatıların, pencerelerin, kapıların eksikliğini hisseder, hiç kimsenin girmediği o evlere her gün girildiğini, o kaldırımlarda ruhunuzu, yüreğinizi, kanınızı bırakmış olduğunuzu fark edersiniz." Sanırım bu duyguyu hepimiz yaşamışızdır. En önemli eleştirim İlk cildin sonlarına doğru ve başka bir kaç yerde hikayeyle alakasız bir sürü farklı kişiden ve mekandan bahsedilmiş birinin diğeriyle alakası ve ana hikayeyle bir bağlantısı yok, anlaşılmayan, aşina olunmayan yer isimleri ve kişi isimlerinin çokluğu insanı yoruyor. Sonuç olarak tüm hepsi birlikte değerlendirildiğinde okumaktan keyif aldığım, yazarın anlatmak istediklerini tahayyül etmede hiç zorlanmadığım, çevirisi muhteşem bir eser, okuyalım, okutalım.
Sefiller (2 Cilt Takım)
Sefiller (2 Cilt Takım)Victor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202487.9k okunma
·
1 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.