Günlük yaşamda sıradan patolojik olarak kabul etmediğimiz rutin bağlılıklar var. Bunlar aslında insanın konforlu yaşayabilmesi için beynin otomatik fonksiyonunu kullanmasından kaynaklanıyor. Beynin en uzman olduğu şeylerden biri kendini otomatik pilota almaktadır. Örnek: Otomobil kullanırken başlarda gaz, fren ve debriyajı ayarlama konusunda zorlanırız. Bunu bir problem olarak görürüz. Daha sonra kilometrelerce araba kullanabiliriz ve hiç sorun yaşamayız. Çünkü beynimiz o karmaşık duyguyu otomatiğe bağlar. Hayatımızdaki rutinlerimizde aynı mantıktan kaynaklanıyor. Eğer kapıyı açtığımızda düşünmeye kalksaydık, hayat bizim için zihnen çok pahalı olurdu. Dolayısıyla hiç düşünmeden kapıyı açıp çıkabiliyoruz. Mesela, birisi iki dakika önce anahtarı koyduğu yeri hatırlamaz. Çünkü anahtarı otomatik olarak bir yere atıyordur.
Takıntılı olma hâli beyinde hatalı çalışan bir devreden kaynaklanır. Beynin ödüllendirme merkezleriyle idare merkezleri diyebileceğimiz merkezler arasında patolojik döngüsel bir bağlantı olmamasından bu durum yaşanır, bunu çok ilginç bir şekilde beyin görüntülemesiyle izleyebiliyoruz. Mesela; el yıkama takıntısı, insanlar sürekli ellerini yıkama ihtiyacı hissedeler. Obsesif düşünce takıntısı, bir hareketi yapma zorunluluğu olmak demektir. Bu insanlar her akıllarına düştüğünde kirli olmadığını bildikleri hâlde ellerini yıkarlar. Çünkü obsesif devresini rahatlatmak için bir harekette bulunurlar. Bu tedavisi zor bir süreçtir. Doğru yöntemlerle yaptığınızda beynin devrelerini kalıcı olarak değiştirebilirsiniz. Özetle: Bir derdi olan, bir kişisel ajandası olan insan böyle bir sorun yaşamaz.
(Prof. Dr. Sinan Canan-dünyabizim.com-söyleşi)
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.