Modern Türk edebiyatının en önemli romanı kabul edilen Oğuz Atay’ın ‘Tutunamayanlar’ kitabı hakkında çok fazla yorum ve tahliller yapılmış. Kimi çok beğenip defalarca okumuş, kimisi saçma bulup yarım bırakmış. Tüm bunları bilmeme rağmen büyük bir cesaretle kütüphaneden aldığım kitaba önyargıları bir tarafa bırakarak başladım. Kitap sakin ve dikkatli bir okumayla çok da güzel ilerledi.
Kitap kurtlarının içinden çok şey çıkaracağı eser adeta bulmaca gibi çözülerek okunuyor. Kitaptan sıkıldığımı söyleyemem hatta sindire sindire zevkle okudum diyebilirim. Noktasız virgülsüz yüzlerce sayfa seri bir şekilde aktı. Otobanda tam gaz ilerlemek gibi bir okunuş :) anlam yitirildiği anda vitesi düşürüp devam ettim. Kimi zaman geri vitese taktığım da oldu, sağa çekip durulduğum da.. kitapta eleştirdiğim kısımlarda vardı çok beğenip not aldığım bölümler de oldu.
Konusuna kısaca değinecek olursam; içerikte de bahsettiği gibi; ..bu kitap ne ciddi kavgaların, ne büyük ve yaygın sıkıntıların, ne de ezilen insanların romanıdır; bu kitap, mustarip bir ruhun iç çekişlerinin romanıdır.’
Kitaptaki karakterlerin yaşadığı toplumda ne kadar yalnız kaldığını, iç dünyalarındaki hesaplaşmaları, Turgut’un en iyi arkadaşı Selim’i kaybedince nasıl bir buhrana sürüklendiğini görürüz. Karakterin içinde bulunduğu depresif ruh hali okuyucuya çok iyi aktarılır. Kitabın hacmi oldukça fazla bu nedenle ciddi emek ve sabır istiyor.
UNESCO tarafından 20. Yüzyıl Türk Edebiyatı’nın en seçkin eseri olarak kabul edilen bu hacimli dev eser birçok dile çevrilmiş.