Hürriyete, demokrasiye, anayasaya, bu kadar âşık olan İsmet İnönü'nün 1944'te Türkçülere reva görülen kıyıcıklıklara nasıl müsaade ettiği ilk bakışta şaşılacak bir tezat gibi görünür. Fakat onun basit ve harcıâlem bir taktiği vardır: İşine gelmeyen bir soru sorulduğu zaman, tıpkı Atatürk'ün kaybolan evrakı konusunda olduğu gibi "Haberim yok" diye işin içinden çıkar; çıktım zanneder.
Türkçülere yapılan işkence de böyledir. Onun haberi yoktur.
Mümkündür. İhtimal Paşa o sırada viyolonsel dersi alıyordu.