Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

1014 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Vicdanınız var mı? Bunu öğrenmeniz çok kolay. Eğer yaptığınız bir hareketi, söylediğiniz bir sözü, daha sonra kendinizle başbaşa kaldığınızda tekrar tekrar düşünüp, keşke o hareketi yapmasaydım gereksiz yere kırdım insanları, ya da keşke o sözü söylemeseydim ağır oldu galiba diye söyleniyorsanız kendi kendinize, vicdanınız var demektir. Raskolnikov'un da vicdanı var. Kafasında, kendince gerekçelerini oluşturduğu bir eylemde bulunuyor. Ama, kendi deyişiyle "o işin" sonuçlarını vicdanı kaldıramıyor.  Vicdan, aklını, mantığını dinlemiyor. Ruhunda büyük dalgalanmalar yaratıyor. Zamanla, vicdan ve kendince oluşturduğu mantığı arasındaki kavga, bedenen ve ruhen Raskolnikov'u eritiyor. Dostoyevski üstadın yazdıklarını okudukça, Raskolnikov'taki ruh dalgalanmalarının sizin ruhunuza işlediğini görüyorsunuz. O vicdani rahatsızlığı birlikte çekiyorsunuz. Raskolnikov'un anlamsız! davranışlarına isyan edip, yeter bu kendine çektirdiğin eziyet diyorsunuz. Sadece Raskolnikov ve vicdanından bahsedersek bu büyük esere haksızlık ederiz bence. Dostoyevski bu eserde dönemin Rusya'sını, farklı sınıflardaki insan karakteriyle önümüze getiriyor. Raskolnikov'un hayatına giren her kahraman, aslında Rus toplumundaki sınıfların bir temsilcisi; üniversite öğrencileri, devlet memurları, Alman göçmenleri, kırsalda yaşayanlar, eğitimsiz varlıklılar, eşi ölünce sefalete düşen asiller, çocuk yaştaki fahişeler...Hepsini o harika kurguda öyle güzel karşı karşıya getiriyorki, aslında konuşan tartışan iki karakter değil toplumun iki kesimi. Bazen bu tartışmaların konusu sosyal konular olurken bazen de fikri, felsefi konular oluyor. Bana göre Raskolnikov ve Porfiri Petroviç arasındaki konuşma ve tartışmaların geçtiği bölümler kitabın zirvesi. Bir başka paragraf da Dostoyevski'nin ruh tahlillerine. Hepimiz kitap okurken, kahramanı, okuduklarımızdan çıkarımlarımıza göre ete kemiğe büründürürüz değil mi? Dostoyevski bu işi et kemikte bırakmıyor, ruhunu da betimlettiriyor bize. Hem de sadece bir kahraman için değil eserdeki tüm kişiler için. Herbiri gerçek bir insan gibi, bedeniyle, ruhuyla önünüzden gelip geçiyor. 1000 küsur sayfayı tahminimden çabuk okudum, hele bazı günler hiç okumadığımı düşünürsek. Sanırım bunda Hasan Ali Ediz çevirisinin büyük payı var, su gibi aktı gitti. Okuyunuz, okutunuz efendim. Ama okuyacaklara bir tavsiye. Karakterleri bir deftere not edin. Karakterler çok, bir de nerdeyse her karakter üç farklı adla (ön ad, tam ad, aile dost arası ad) kitapta geçtiğinden bir karışıklık olmasın, okumayı kolaylaştırsın. Kitapla kalın.
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Milli Eğitim Bakanlığı Yayınevi · 1995159bin okunma
·
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.