Gönderi

304 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Momo ve Dünya Düzeni Eleştirisi
Momo kitabını yeni okuyup bitirdim. 300 sayfa olmasına karşın su gibi akıp giden bir kitap. Zaten onlarca, kitabın özetini içeren inceleme olduğu için kitabın konusunu kaba taslak bildiğinizi ve/veya kitabı okumuş olduğunu farzederek kendi yorumlarımı yazacağım. Kitap esasında bir masal kitabı olduğu için içinde pek sürpriz barındırmıyor bundan dolayı diğer incelemeleri de spoiler yeme korkusu olmadan okuyabilirsiniz bence çünkü kitabı okutan şey kitabın sonunun merakı değil, verilmek istenen mesajın kendisi. Tabii yazıda spoiler olarak nitelendirilecek şeyler olabilir, bazı cümlelerden bahsedeceğim. Uyarımı yapmış olayım. :D Hikayenin hangi zamanda geçtiği belli değil ama şu şekilde düşünebiliriz, kitabın başı sanayi devriminin öncesi ve devamında insanlığın geçirdiği evreler kitapta tek tek işleniyor aslında. Duman Adamlar’ın fabrikaları temsil ettiğini düşünüyorum bu da sanayi devrimine en büyük atıf. Michael Ende’nin hayatı büyük oranda Almanya’da geçiyor. 1960’ların sonları ve 1970’lerin başları Almanlar’ın II. Dünya Savaşı etkilerini iyiden iyiye kırdıkları ve sanayide tekrardan büyük adımlar attıkları, Türkiye dahil avrupanın çeşitli ülkelerinden işçi ithal ettikleri, eğitim ve siyasi yapılarını yeniden organize ettikleri bir dönem. Kitap da 1973 yılında yayınlanıyor zaten. Kitap giderek vahşileşen kapitalizme bir hiciv olarak yazılmış, bunu kitabın pek çok yerinde hissediyoruz. Tabii kitabın çocuklar için yazılmış olması bu eseri başka bir noktaya taşıyor. Önceleri insanlar mutlu mesut kendi hallerinde yaşıyorlar, herkes gülüyor, arkadaş, yemeklerini birbirleri ile paylaşıyorlar. Duvar ustası sadece ihtiyaç olduğunda, yavaşça ve özenle yapıyor binasını. Çöpçü Beppo yavaş yavaş ama keyifle süpürüyor sokağını. İnsanlar parasal anlamda zengin değiller, kendi kendilerine yetecek bir hayat yaşıyorlar fakat mutlular. İlk kısımda mutsuz olan kimse yok. Sonra Duman Adamlar geliyor ve bu dünyanın üretim toplumuna evrilmesini temsil ediyor. Artık herkes çok hızlı olmalı. Hızlı olarak işleri asla bitmiyor, çünkü fabrikalarda da ürettiğiniz birim iş yeterli seviyeye ulaşınca değil vardiya bitince iş biter. Hızlı olarak sadece verim arttırılır. İnsanlar da verimli olmaya çabalıyor, böylece tüketime akıtmak için daha fazla para kazabilirler. 197. Sayfada şöyle bir kısım var: Arabasıyla programdam programa koşuyor, uçaklarla yolculuk yapıyor, sekreterine notlar yazdırıyor […] ve bütün gazetelerin yazdığına göre “çok verimli çalışıyordu.” Görüldüğü üzere Ende, hızın işleri erken bitirmeye değil verimi arttırmaya yaradığını ve bunun da toplumda taktirle karşılandığını bu cümleleri ile hicvediyor. 92. ve 93. Sayfalarda Momo ile Duman Adamlar’ın etkisine kapılan duvar ustası Nicola’nın bir konuşması bulunuyor. Nicola’nın ağzından yeni düzenin “iğrençliği” aktarılıyor: Bana ne oldu dersin yavrum? Artık eskisi gibi değilim. Ötede, şimdi olduğum yerde başka bir yaşam var. Şeytanca işler dönüyor. Her gün bir bina dikiyoruz. Peş peşe. Bu iş eskisinden başka! Her şey önceden hesaplı, planlı, sonuna kadar… […] Çok içiyorum, yaptığımız işe başka şekilde dayanamam. Dürüst bir duvar ustasının vicdanı sızlar. Harcın içine haddinden fazla kum katmak ne demektir, bilir misin? Böyle bir bina dört beş yıl dayanır. Sonra biri öksürse, yıkılıverir. Hepsi aldatmaca, haince aldatmaca hile! […] Bunlar aslında ev bile değil. Bunlar, bunlar ruh ambarı bunlar! […] Amaaan, bana ne bundan canım? Ben paramı alıyorum ya, ona bakarım! Evet devir değişiyor. Duman Adamlar’ın Momo ile temasında ise yine yoğun bir şekilde tüketim toplumuna eleştiri var. Zaman Tasarrufu şirketi temsilcisi geliyor ve Momo’nun önüne yığınla güzel bebekler, bebeklerin çeşit çeşit kıyafetleri, süsleri, aksesuarları yığılıyor. Fakat Duman Adam Momo’ya bu kadar güzel şeyleri gösterip vadettikten sonra şunu söylüyor: Elbette hepsini birden bırakacak değilim. Yavaş yavaş sırayla alacaksın, daha sonra başka şeyler de… Burada çok açık bir şekilde varolan düzenin bir eleştirisi bulunuyor. Kitabın yazıldığı 1973’te de günümüzde de insanların sıkılmaması için envai çeşit araç, oyuncak ve eğlencelik bulunuyor. Bunların televizyonda, radyolarda kısacası gözün gördüğü kulağın duyduğu heryerde reklamı yapılmak sureti ile insanlara vadediliyor, sahip olabilirsiniz deniliyor fakat asla bir anda değil. Önce bunun için vaktinizi ayırıp çalışmanız lazım. Hatta düzen artık çalışmanın sonucunda kazanılan para ile tüketim yapmak değil, tüketim yapmak için kazanmak. Sayfa 206’da “Çocuk Depoları” ile birlikte, açık bir şekilde okullara ve okul öncesi eğitim kurumlarına bir eleştiri var. Zaten doğrudan kitapta buralara verilen isim ile büyük bir yergi var. Okullar çocuk depoları olarak görülüyor. Kitapta yerilen şey esasında okulun kendisi değil, okulların düzeni ve uygulanan eğitim sistemi. Çocuk Depolarının çıkış aşamasında bu fikri destekleyen bir kesim şu şekilde konuşturuluyor: Hatta işi daha ileri götürenler vardı. Burlar şu şekilde diyordu, “ Çoçuklar geleceğin insan hammaddesidir. Gelecek ise elektronik beyinlerin ve uzay araçlarının çağıdır. Bütün bu makineleri kullanmak için bir teknisyen ve uzman kadrosuna gereksinim olacak[…]” Bu cümleler ile çocukların, duyguları olan, hassas, birbirinden farklı ve hayal gücü sınırsız küçük insanlar olmaktan ziyade geleceğe yatırım olarak bakılan birer emtia olarak görülmesi kalın bir şekilde eleştiriliyor. Momo geri döndükten sonra “Nino’nun Ekspres Restoranı”na gidiyor. Eski mahalle meyhanesi artık bir fast-food zincirine dönüşmüş. İnsanlar o kadar sabırsız ki küçücük bir kız çocuğuna dahi tahammül gösteremiyorlar kasa sırasında ve onu en arkaya gönderiyorlar. İnsanların tek derdi “mantar” gibi masalarda açlıklarını dindirip işlerinin başına dönmek. Çünkü onların böyle şeyler ile kaybedecek vakitleri yok. Kitap bu şekilde hicivler ile dolu bir şekilde akıyor gidiyor. Ende bu kitabı bir masal kitabı olarak yazmış, doğru. Kitap günümüz vahşi kapitalizminin çirkin yanlarını çocuklara masalsı bir dil ile göstermeye çalışıyor. Ailesinden bu kitabı dinleyen ufak bir çocuğun aklında Duman Adamlar’ın tüm bu yarattığı şeyler, asla sahip olmaması gereken özellikler olarak kodlanacaktır beyne. Kitabın esasında çocuk kitabı olması ve Duman Adamların sürekli sigara içmesi ile ilgili birkaç yorum okudum fakat hatırlatmak gerekir ki kitap 1973 yılında yazılmış ve o dönemde zararları dahi doğru dürüst bilinmeyen bir metanın kötü karakterlerin özelliği olarak işlenmesi bile ileri görüşlülük kitap için. Keşke hiç olmasaydı sigara metaforu fakat bu 2019 yılında yazılan bir kitapta geçen “tablet bilgisayarları” 2070 yılında eleştirmek ile aynı olur.
Momo
MomoMichael Ende · Pegasus Yayınları · 201766,4bin okunma
·
25 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.