Gönderi

Sevinç ve ferahlıkla birbirimizin elini tuttuğumuz anda sahnedeki şarkıcı, “Ah bu ne hiddet, bu ne telaş?” diye soruyordu. Ağır tempolu parçanın depresifliğine rağmen, söyleyenin dudaklarında müziğin verdiği mutluluğun kıvrımları vardı. Kreşendoda gülümsemesi neredeyse kahkahaya dönüşüyor ve şahikasında yırtıcı bir kuş sürüsünün çığlığı duyuluyordu. Şarkıcının sesinin çağlayanları andıran güzelliğinden ziyade sahnedeki mutluluğuna haset ediyordum ben de. “
doğan kitapKitabı okudu
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.