Simmel, "Moda toplumsal eşitliğe eğilim ile bireysel farklılık yönelimi arasında uzlaşma sağlamaya çalışan, özel bir yaşam biçimidir" der.Tekrar ediyoruz, bu uzlaşma 'kalıcı bir durum' olamaz, tek ve kalıcı bir şekilde onarılamaz, içine 'yeni bir duyuruya kadar' cümleciği silinmez bir kalemle yazılmıştır. Bu uzlaşma ve onun peşindeki moda hiç bir zaman sadece 'var' değildir, sürekli bir oluş halindedir. Sabit kalamaz, sürekli yeniden pazarlık gerektirir. Farklı olmak ve kalabalıklardan ve fare yarışından kaçmak dürtüsü ile harekete geçen son modanın (tam o anın) kitlesel takibi, mevcut farklılık alametlerinin hızla sıradan, basit ve önem siz hale gelmesine neden olur ve en kısa bir dikkat yanılması ya da el çabukluğunun hızında anlık bir düşüş beklenen et kileri tersine çevirebilir. Bu da bireyselliğin kaybedilmesidir. Günümüzün 'ileride olma' sembolleri hızla kazanılmalı ve düne ait olanlar hızla çöpe atılmalıdır. 'Neyin modasının geçtiğine' dikkat etmek emri, yeni (o anda) ve moda olan şeylerin zirvesinde olma görevi kadar dikkatle yerine getirilmelidir. Modayı izleyen ve tadını çıkaranlar, yaşam tarzlarını diğerlerine de ilettiler ve değişen modaların sembol lerini taşımakla toplumda tanınır oldular, son modaların sembollerinin öne çıkması ve moda olmayanların kaybolması da eşit derecede belirleyicidir.
Sayfa 26 - Atıf Yayınları