Gönderi

208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
KADER : AİDİYET + ALIŞKANLIK + TESELLİ
Yaklaşık 20 sene önce Yeditepe İstanbul isimli bir dizi vardı , çok severdim başka türlü bir atmosferi vardı. Sabri Usta isminde orta yaşlarda inşaatta ustabaşı olarak çalışan emektar bir adamcağız vardı, hiç unutmam bir keresinde yaklaşık şöyle söylemişti işinden bahsederken, "Patron sever beni, adamın işi bana emanet. Ustalığımın kıymetini de bilir, bakar yaptığım işe takdir eder beni , sonra sırtıma iki kere vurur pat pat " Sabri ustaya göre inşaatı ayakta tutan temel ya da beton demir falan değil kendisiydi, haksız mıydı peki kim bilebilir ? Stevens, kahramanımız. İngiltere'de bir malikanede uşak, bir başuşak, uşakların başı, belki de her şey demek bu adam.. 1930lar,40lar,50ler boyunca çeşitli yerlerde uşaklık hizmetinde bulunur, en çok da Darlington Malikanesi'nde. Malikane sahibi devrin ileri gelen şahsiyetidir, lord hazretleridir. Siyasetçilerden tüccarlara kadar pek çok kişinin akıl danıştığı ve neredeyse İngiltere'yi avuçlarına almış bir adamdır, örneğin bugün ve uzun yıllardır Amerikada hüküm süren meşhur bir aile misali.. 2. Dünya Savaşının gidişatıyla ilgili çok önemli kararlar bile bu evde alınır, İngiltere başbakanı, Avrupalı elçiler ve daha nice önemli şahsiyetler bu evin misafiri olurlar, toplantılar peş peşe gelir. Bütün bu süreçte Stevens nelere tanıklık etmez ki ! Bir doktor, bir mühendis , bir hukukçu falan değildir fakat bu gibi mesleklerdeki kaç kişi onun kadar hayatın içindedir ? Fakat alt tarafı bir uşak değil mi ? Bir başuşak.. Stevens yalnız bir adamdır, seneler boyunca bu çok sevdiği işiyle evlidir adeta. Bu zaman zarfında uzun yıllar birlikte çalıştığı ve malikanede kendisinden biraz alt kademede ama ciddi bir yetki sahibi olan Bayan Kenton ile karşılıklı bir yakınlaşmaları olsa da bunu hiç itiraf edemezler, kadın biraz daha fazla girişimde bulunmaya çabalasa da Stevens'ın duvarlarını aşamaz.. Bir süre sonra da işinden ayrılır ve başka bir şehre taşınarak bir adamla evlenir. Kitapta biz Stevens'ın yaşlılık dönemini görürüz öncelikle ve artık işinin hızlı devrinin geride kaldığı, malikanenin daha ortalama seviyede bir sahiple el değiştirdiği dönemde yola çıkarız. Stevens birkaç günlük ve birkaç şehri kapsayan bir geziye çıkar. Bu günlerde çeşitli insanlarla karşılaşır, küçük çaplı yol maceraları yaşar, bu sürede ise geçmişine döner ve geçmiş onlarca yılı bize anlatır. Bu gezinin finalinde ise Bayan Kenton ile buluşurlar, birkaç saatlik bir sohbetten ibarettir bu görüşme, eski mesai arkadaşları olarak.. Fazlası olamamışlardır ve bunu hüzün eşliğinde iyice hissederler seneler sonra.. İshiguro'nun okuduğum 2. kitabıydı, ilki Beni Asla Bırakma, çok sevmiştim.Bütün kitaplarını okumak istiyorum. Henüz çok küçük yaşlarda ailesiyle birlikte Japonya'dan İngilitere'ye göç eder İshiguro. Adeta bir İngiliz Japonudur. Bana göre bu kadar hüzünlü oluşunun da temel sebebi budur. Anlaması ve anlatması zor bir adam, daha çok okunmayı hak ediyor diye düşünüyorum. Herkese iyi okumalar..
Günden Kalanlar
Günden KalanlarKazuo Ishiguro · Yapı Kredi Yayınları · 20195,9bin okunma
··
774 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Özgürce okurunun profil resmi
Sabri usta haklı olabilir lakin binayı ayakta tutan taşıyıcı sistemdir. :)))) Kolonlar kirişler duvarlar vs. Kitabı alacaklar listeme ekledim teşekkürler.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.