Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

126 syf.
10/10 puan verdi
Ama şimdi bir daha yapmam dediğim şeyi neden yapıyorum ki? Klasiklerin okunma süresi uzun olmamalı ancak ben dört haftada yazılan Genç W. Acıları’nı on günde okudum neden tabi ki kpss yüzünden. Şimdi bu kitap hakkında bayağı uzun yazı yazacağım, ne zamandır okumak istediğim kitaplardan birisiydi, ilginç lüzumlu- lüzumsuz bilgiler de vereceğim ve birkaç kitaba da göndermelerde bulunacağım. Öncelikle ben bir kitaba başlamadan önce tabiri caizse huyunu suyunu araştırırım, öncelikle yorumlara bakarım, ardından kitabın önsözü, arka kapağı dâhil her yerini okurum sonra yazarın hayatını ve anlattığı konularda tarihsel ve coğrafi bilgi varsa onları araştırırım ve en önemlisi de filmini izlerim. Kitapların filmi ya da kitap olmayanların filmi, sinema hakkında birkaç kelime yazmam gerekli. Her ne kadar kitap okusak da filmlerden, tiyatrodan, beyaz perdeden uzakta olan bir sanat, edebiyat ve kültür anlayışını kesinlikle kabul etmiyorum. Hani bir söz var ya çok kitap mı okuyan her şeyi bilir yoksa çok gezen mi diye bunun yanına üçüncü sorulacak soru da çok film izleyen de demek gerekli ki üçü birden eksik olmaması her şeyi olmasa da birçok şeyi bileceğimizden eminim. Genellikle kitapların akılda daha iyi kalması için onları okuduktan sonra çekilmiş dizi ya da filmleri de izlemek gerekli sonuçta göze ve kulağa aynı anda hitap edilenler daha akılda kalıcı oluyor. Anca bazı kitaplar var ki mutlaka kitaptan önce filmi izlenmesi gerekli; mesela “Yabana Doğru” kitabı okunmadan mutlaka filmi izlenmeli. Aynı şekilde “Genç Werther’in Acıları” nı okumadan da izlenecek film; “Goethe’nin İlk Aşkı” filmidir. Bu film izlenmedikçe kitap hem sıkıcı oluyor hem de ‘ne anlatıyor bu’ diye düşünceler başlıyor hele de benim gibi işler güçler,derslerden dolayı 2 3 günde bitirmeyecekseniz kitabı. Biraz “Goethe’nin İlk Aşkı” filminden bahsedeyim. Bu filmde Goethe, ilk aşkı olan ve kitapta da adı geçen Lotte’yi ve onunla nişanlanmış Albert’i anlatıyor. “Genç Werther’in Acıları”nı nasıl yazdığını, hukuk öğrenimini, edebiyatla ilişkisini anlatıyor. Gerçekle film arasındaki farkları ise ; edebiyat tarihçilerine göre ilk aşkı tabi ki Lotte değil 10 yaşlarından da bir kıza aşık oluyor sonraki yaşlarda gene başka kıza malum çapkın galiba bu Goethe :) tabi bence orta yol olan gençlik bilişsel zamanında aşık olduğu ilk kız Lotte. Filmde Lotte karşılıklı hem de bayağı karşılıklı sevgi besliyor Goethe’ye, ancak gene edebiyat tarihçilerine göre Lotte gerçekte hiç yüz vermiyor. Bunun gibi şeyler.. Ardından bu kitabı okuyan iki yüz bin kişi galiba intihar etmiş. İntihar edenlerin cebinden bu kitap çıkmış. Böylece bu kitap bir süre yasaklar listesinde tutulmuş. Ardından Goethe, kitabın sonuna bu adam gibi olmayın notunu düşmüş. İntihar konusunu da inceleyecek olursak, aylar önce okuduğum Stefan Zweig’in “Bir Çöküşün Öyküsü”nü incelemiştim ve orda yüceltme diye bir konudan bahsetmiştim. Yüceltme Frued’in savunma mekanizmalarından birisi. Mesela sizin içinizde savaşçılık var kavga var bu kavgayı toplumun dışlamayacağı şekilde farklı yönde kullanmak istiyorsunuz ve boksör oluyorsunuz. Buna Yüceltme diyoruz. Zweig’in romanı intiharla bitmişti. Demek ki içinde bir intihar isteği var ve bunu yazıya geçiriyor. Ancak maalesef nasıl bir psikolojik bozukluk var ise egonun savunma mekanizmasından biri olan yüceltme fayda etmez ve Zweig intihar eder. Aynı şekilde Goethe’de de olduğunu düşünüyorum. Ki kendisi dahi bu kitabı yazarken kaç kere hançerini karnına saplamaya çalıştığını söyler. Ancak egonun savunma mekanizması Goethe’de işe yaramış. Neyse ki yaramış sonraki önemli eseri olan Faust’u yazmaya başlamış. Ayrıca Goethe burada kendi adını yerine takma olarak Werther adını kullanıyor. Filmde evli bir kadına âşık olan arkadaşının durumunu, Werther’in sondaki durumuyla birleştirerek anlatıyor. Bu arada psikolojide de vardır, sıkıntılarınız varsa bunları kâğıda yazıp yırtın atın diye böylece karşı tepki yöntemiyle sıkıntılar azalacaktır. Tabi şunu söylemeden geçmeyeceğim; hepimiz burada alıntı paylaşırken, yazarken, bir şeyler karalarken kendimizi buluruz o yazılarda. Bu kitapta da söylediği sözler Goethe’nin bizzat hayatının alıntıları olduğunu düşünüyorum. Ve kitapta da öyle bir coşkulu anlatım var ki okudukça heyecan basıyor insanda, hayatta okudukça heyecan basan bir bu Genç W. Acıları’nı tanıdım bir de “Uçurtma Avcısı” kitabını. Son sayfaları da aslında tam “Ölü Ozanlar Derneği”nde hani öğrenciler gidip ozanlardan şiirler söylüyor ya işte tam o şiirler yerine bu yazılar olsa oldukça güzel olurdu. En son değineceğim konu ise, Goethe biraz olayları geliştiriyor, hayal kuruyor, yeniden betimliyor kişileri ve olayları –Leyla ile Mecnun dizisindeki son sahnedeki gibi, Mecnun odada hayal kuruyor ya- kurguluyor böyle olursa böyle olur gibi günlük tarzında yazılmış klasiklerin başyapıtlarından biri haline gelen eserini bize sunuyor. Bu eseri bir kere değil de iki üç kez okunabilir, Napolyon bile yedi kez okuduysa neden biz de okumayalım ki :)
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021120,8bin okunma
·
24 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.