Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

263 syf.
8/10 puan verdi
·
36 saatte okudu
Mevlana Celaleddin Rumi
"Mevlana'ın eserlerini, anlamak, onlardaki mecaz ve nüktelerin derinliğine, zevkine varmak için onun tasavvuf ve vahdet -i vücut görüşünü kavramaya çalışmak gerekir. " Düşüncesiyle yazar kitabın yaklaşık ilk 50 sayfasında; Mevlana'nın kısaca hayatından, görüşlerinden, onu etkileyen kişilerden, rubailerin özelliklerinden ve son olarak da rubailerin çevrilme sürecinde bahsetmiş. Buna istinaden ben her ne kadar direk rubailere geçmek istesem de ilk 50 sayfayı anlamaya çalışarak çoğu zaman tekrar tekrar okuyarak [ çünkü bana biraz zor geldiğinden iyice bellemek istedim.] sonunda rubailere geçtim. Rubailerde en çok gözüme çarpan şey Mevlana'nın insanların Hakkı anlamak için önce kendisine yönelmesi gerektiği düşüncesi oldu.Bunun en bariz örneği olarak şu rubaiyi verebilirim: Can var can içinde gönlüne in de ara! Sen cevheri ruhunda bedeninde ara Ey sırrı araştıran sofi, Çin'de ara! Ancak o değil dışarda kendinde ara Mevlana'yı az çok herkes bildiğinden ruabilerin az çok ne aktardığı tahmin edilebilir diye düşünürken girişteki yazar açıklamalarından sonra aslında Mevlana ile ilgili şeyleri ne kadar çok özümsemiş olursan rubaileri de o kadar anlamlandırabilirsiniz diye düşünüyorum.Çünkü anlamlandırma baya derinlik gerektiriyor bence... Bunun için Mevlana ve görüşleri hakkında kısaca bir bilgi verirsem eğer; 1) Tasavvuf nedir? Bizde tasavvuf batı dillerinde mistisizim; Allah'a dinin emir ve gereklerinin ötesinde bir bağlılık ve sevgi duymak, onu daha derinden anlamak suretiyle ebedi mutluluğa ermektir. 2) Vahdet- i vücut nedir? Ben tam anlamadım ne olduğunu en basit olarak ele almış olduğunu düşündüğüm açıklamayı veriyorum. Vahdetü’l-vücut için, Mesnevî-i Nuriyye’de “Tevhidde istiğraktır ve nazara sığmayan bir tevhid-i zevkîdir.” buyrularak bu meşrebin akıl ile izah edilemeyeceğine dikkat çekilir. Bir aynayı güneşe karşı tuttuğunuzda güneş o aynada görünür. Onun nuruyla ayna da aydınlanır. O da ışık saçmaya başlar. Bu ayna şuurlu olsa, güneşin nurunu kalbinde taşır, ona iman eder ve kendisindeki bütün renklerin, ışığın, hararetin hep ondan geldiğini bilir, ona minnettar olur. Bu şuurlu aynanın güneşe doğru yaklaştığını farz edelim. Yaklaştıkça güneşten daha fazla ışık alacak, daha çok parlayacak, diğer yandan, daha fazla ısınacak, yanacaktır. Ayna güneşe yaklaştıkça onda, güneşin görüntüsü dışında kalan saha gittikçe azalır. Ve sonunda aynanın tamamı güneşin nuruyla dolar. Artık onun kalbinde başkasına yer yoktur. Yaklaşma devam ettikçe, ışığın şiddetinden ayna kendini göremez olur. Şiddetli hararet ve nur ile kendinden geçer, istiğrak hâline girer. Artık ne kendisi kalmıştır ortada ne de ışığı. İşte o ayna bu halde iken, “Güneşten başka bir şey yoktur.” derse, bu onun mânevî sarhoşluğunun ifadesidir. 3) Mevlana üzerinde etkili olan 4 sufi kimlerdir? Horasanlı Ebu Said bin Ebul Hayr, Gazneli Hakim Senai, Nişaburlu Feridüddin-i Attar ve Mısırlı Ömer ibnül Fariz ( tabi bir de derviş Şemş Tebriz-i var) 4) Son olarak rubailerden yola çıkarak anlamlandırdığım Mevlana'yı iki üç cümleyle tanımlarsam onun düşünce adamı olup derin duygular içinde olan ve ilahi aşkı dile getiren bir hümanist olduğunu söylebilirim.
Mevlana'dan Rubailer
Mevlana'dan RubailerHamza Tanyaş · Kaknüs Yayınları · 20024 okunma
··
14 görüntüleme
Ramazan... okurunun profil resmi
Ayrıntılı detaylı ve gayet açıklayıcı güzel bir inceleme ortaya koymuşsun. Mevlâna'ya sanki bir ayna olmuşsun ve bize yansıtmaya çalışmışsın. Emeğine yüreğine ve kalemine sağlık tebrik ederim. 👏👏👏🤗
Esra KİNO okurunun profil resmi
Teveccühün sağolasın😊 😊🤗🙏okumana sevindim 😉
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.