Gönderi

Gayet iyi hatırlıyorum merhûme anneme beni de sahura kaldırması için âdeta yalvarıyordum. Bu niyaz ve yalvarma faslı daha ramazanın ilk gününden itibaren başlıyordu. Bir yandan da annem kaldırmasa bile, ben davulcunun davulunu, gümbür gümbür çaldığı davulun sesini duyar, kalkarım diye kendi kendimi teselli ediyordum. Ne mutlu bana ki hem annemin şefkatli sesiyle hem de davulun gümbürtüsüyle uyanıyordum. Sofraya oturmanın heyecanı uyku sersemliğine galip geliyordu. Gerçi soframız fazla zengin değildi. Bütün menü bişi, işkefe (yufka), pekmez, çökelek gibi basit yiyeceklerden ibaretti. Fakat birçoğu önceden hazırlanan bu basit gıda maddelerinin sahur vaktine ve tabiî ki ramazan ayına mahsus öyle güzel bir tadı vardı ki sizin bu tadı, mübarek aya münhasır bu lezzeti sâir vakitlerde tatmanız mümkün değildi.
·
32 görüntüleme
Bir Coğrafya Öğretmeni