Kitap her ne kadar 1908 - 1980 arası dönemi anlattığını iddia etse de esasen 1908 - 1963 arasındaki darbe ve darbe girişimlerini anlatmış. 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 muhtıra ve darbelerine ise hemen hemen hiç girmemiş. Kitabın 1986 yılı basımı olduğunu düşünürsek yazarında kitabın sonunda dediği gibi henüz (12 Eylül için) o döneme ait yazılmış hatıralar yokmuş. Ama neden 12 Mart muhtırasına girmemiş anlam veremedim.
Kitabın ilk bölümünde rahmetli Eşref Sencer Kuşçubaşı'nın daha Osmanlı zamanında vefat ettiğini yazması o şahsiyetin 1964 yılında vefat ettiğini bilen beni kitaptaki bilgiler hakkında kuşkuya düşürdü.
Tarihinin hemen hemen her döneminde siyasete az-çok, iyi-kötü bulaşmış olan ordunun bu badireli dönemlerden hep bir bilge, büyük devlet adamının tavır ve davranışları ile en az zararla atlattığını, ülkenin her defasında ucuz kurtulduğunu zaten biliyoruz, Alemdar Mustafa Paşa'dan, Sokullu'ya, Mustafa Kemal'den Köprülü Mehmet Paşa'ya kadar hep bir bilge adam durumu idare etmiş. Bu kitapta da İsmet Inönü'nün devlet adamlığı ve bilge kişiliğine insan hayran oluyor. Ve insan kahrederek soruyor "Hep biri mi kurtaracak bizi felaketlerden?"
Kitapta zalim sivillerden gözü dönmüş askerlere, çıkarcı dostlardan her devrin dostlarına kadar Latin Amerikayı aratmayacak cunta hikaye ve fantezileri ile karşılaşıyorsunuz. Allah korumuş diyor insan.
İyi okumalar...