Gönderi

621 syf.
9/10 puan verdi
·
15 günde okudu
İlyada
İlyadaHomeros
8.7/10 · 7,3bin okunma
·
1 görüntüleme
Tayfun okurunun profil resmi
Öne Çıkan Yorum
Andromakhe Thebaili Eetion’un prenses kızı. Hektor’un karısı ve Astianaks’ın annesi. Eetion Yunanistan’da bulunan Thebai şehrinin kralıdır. 7 tane oğlu ve bir kızı vardır. Troya ile hem ilişkilerini sağlamlaştırmak, hem de kan bağı olması için biricik kızını deniz aşırı olarak Hektor’a vermiştir. Hektor o dönemde geleceğin Troya kralı olacağına kesin gözüyle bakılan en yiğit Priamos oğluydu. Dolayısıyla oğlu Astianaks’ta diğer Priamos oğulları arasında en yüksek olasılıkla kral olabilecek veliaht prensti. Andromakhe Troya savaşı boyunca en çok etkilenen kişidir. Akhaların 10 yıl süren Troya kuşatmalarında askerlerin ganimet için Troya’nın civar şehirlerine saldırmaları sebebiyle Andromakhe’nin doğduğu şehre de saldırılmıştır. Şehri eline alan Achilleus Kral Eetion ile yedi oğlunu öldürmüş ve prenses olan Andromahke’nin annesini elinden geldiği kadar en iğrenç şekilde kullanmış, esir edip Troya sahillerine getirmiştir. Hatta öyle kullanılmış ki Troyalılardan kurtarmalık alıp prensesi Troya’ya teslim ettiğinde ancak üç gün yaşayabilmiştir. Bu hadiselerden anlayabileceğimiz gibi savaşın en dertlisi, en insansı varlığı Andromakhe’dir. Hayatında Hektor ve oğlu dışında kimsesi kalmamış, bu sebeple iyice yalnız kalmaktan korkup, Hektor’a kaçmayı dahi teklif etmiştir. Ancak ne Hektor Troya kralı olabilecektir, ne de oğlu Astianaks. Agamemnon tam bir soykırım yapacak, değil beşikteki bebeği anne karnındakileri dahi öldürecektir.
Tayfun okurunun profil resmi
Dudaktan öpüşme... Rivayet edilir ki Romulus'dan farklı bir olasılıktır. Troya feth edildiği vakit sahildeki boş gemilere doluşan yerli halk denize açılır ve denizde sürüklenirler, derken kadınların mecali kalmaz ve kıyıya çıkarlar. Rome adında bir kadın ise diğer kadınların ve kendi acınası halini görür, daha fazla ilerlememek için gemileri yakmalarını ister. Bunu gören erkekler ise kadınlara kızar. Ancak geldikleri yer hem verimli hem de bir çok dış etkenden korunmak için iyi bir yerdir. Şehri kurarlar ve kadını onurlandırmak için ise şehrin adını Roma olarak değiştirirler. #40993470 Ancak o kısma gelmeden önce kızan erkeklerin ve akrabaların öfkelerini yatıştırmak için kadınlar erkeklerin dudaklarından öpmeye başlar ve öfkelenmemeleri için yalvarırırlar... Dudaktan öpüşme de böylece günümüze kadar manası değişe değişe gelir...
Tayfun okurunun profil resmi
İlyada öncesi… Rivayet edilir ki Paris, Troya Kralı’nın 68 oğlundan biridir. Doğumundan önce annesi Troya kralı Priamos’un karısı Hekabe – 19 çocuğu olduğu bilinmektedir – çok sancılı bir rüya görür. Rüyası Paris’in doğup büyüdükten sonra Troya şehrinin onun yüzünden ateşler içerisinde kalmış ve yıkılmış olmasıdır. Kan ter içinde uyandıktan sonra durumu Priamos’a anlatır ve Priamos ise kurulda bu rüyayı konu alan görüşmeler yapar. Sonuç olarak alınan karar ki kurulda çok fazla Priamos oğlu vardır. En büyük oğlunun da rüya bilici olduğu söylenmektedir. Herkes hemfikir olur ve Paris’in ölümünü isterler. İlyada da geçen Priamos bilgin bir kraldır ve çocuğunu kendi elleriyle ya da kendi şehrinde öldürmek istemez. Bir çobana verip, çobanın onu öldürmesini ister. Çoban Paris’i alır ve İda Dağı’nda ormana götürür bırakır. Tahminen altı gün sonra yanına varır ve hala yaşadığını, hatta çok sağlıklı olduğunu görür. Bu altı gün boyunca Paris’e dişi bir ayının baktığı en çok bilinen hikâyedir. Çoban bu durumu tanrılar tarafından bir hediye, bir lütuf ya da bir istek olarak görür ve Paris’i alır. Şehre getirirken de bebeği saklamak için para kesesi içerisine koyar; bundan dolayı ise Paris ismini alır. Aşil’e doğru… Aşil yani Achilleus, yarı tanrı bir baba olan Peleus ve su tanrıçası Thetis’in oğludur. Mitoloji genel olarak bakıldığında hep bir zincirin parçaları halinde devamı gelen konular bütünüdür. Anne babasının düğünü tek bir tanrı çağrılmadan Olympos’ta yapılır. Düğünü bozmasın diye çağrılmayan tanrı ise Eris’tir. Eris fitne, fesat tanrısıdır. Düğünü öğrendiğinde ise doğruca düğün olanına gider. Elinde bir elma ile protokol masasına yanaşır. Bu masada Zeus ve karısı Hera, Afrodit ve aşkı Ares, Zeus kızı Athena, gelin Thetis, damat Peleus vardır. Elindeki elmayı en güzele diyerek masaya fırlatır :) Ve kavga başlar. Bir yanda Hera, diğer yanda kızı Athena ve Afrodit. Kavganın sonuçlanmayacağını ve sonucun ise Zeus’un söylemesini isterler. Ancak Zeus bu duruma itiraz eder ki özellikle Hera ile karşı karşıya gelmekten kaçınır. Kararın bir ölümlünün vermesini ister. Hermes’i çağırır ve İda Dağı’nda çoban olan Aleksandros’a – Paris – yönlendirir. Hermes ve diğer üç tanrıça çobanı bulurlar, Zeus’un buyruğunu iletirler. Her tanrıça elmayı alabilmek için Aleksandros’a sayısız nimetlerle vaatlerde bulunurlar. Hera bir krallık vaat eder, babası Zeus gibi zekânın dibine vuran Athena en bilge kişi olacağını söyler ve Afrodit ise en güzel ölümlü kadını – Helen – vadeder. Aleksandros elmayı Afrodit’e verir. Afrodit işte o vakit kâinatın en güzel varlığı ilan edilir. Aleksandros yani Paris bu kısımdan sonra Troya prensi olduğunu öğrenir. Kaderde odur ki Afrodit dünyanın en güzel kadını olmasına rağmen kocası Hephaistos en çirkin tanrıdır. Bu hadiseden sonra 10 yıl sürecek İlyada – İlyon – yani Troya Savaşı’na zemin hazırlanmıştır. Tek eksik parça Paris’in Helen’i kaçırmasıdır. İlyada bilinen ilk doğu-batı savaşıdır. Yukarıda değindiğimiz ve aşağıda bolca bahsedeceğimiz bir tanrılar arası hesaplaşmadır. Aşil doğumu, Styx Nehri’nde yıkanması ve Centaur eğitimi…
Tayfun okurunun profil resmi
Bir gün öykümü anlatırlarsa şöyle desinler: Devlerle birlikteydim, insanlar kış buğdayı gibi düşer kalkar. Ama isimler sonsuza kadar kalır şöyle desinler atları ehlileştiren Hektor’la birlikte yaşadım Ben… Şöyle desinler Achilles’le Aynı Çağı Paylaştım…" #Odysseus #Troya2004
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.