Gönderi

320 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
"Savaşta ilk katledilen şey gerçeğin kendisidir."
Bir dönem kitabıyla ilgili herkesin cevabını merak edeceği soru şudur: Gerçeği mi anlatıyor? Öncelikle elbette gerçeği anlatıyor. Fakat kendi gerçeğini. Zaten başka türlü olamaz. Hepimizin hayatında sürekli ürettiğimiz, katıldığımız, görünür kıldığımız, inandığımız ve istenmedik yanlarını özenle perdelediğimiz gerçek kırıntıları var. Erwin Bartmann ilginç bir genç adam. Waffen SS olmasına rağmen NSDAP üyesi değil, olmayı düşünmemiş. Hitler'e sonuna kadar bağlı fakat Hitler ölünce, -tuhaf bir şekilde - onu savaşa, Almanya'ya bağlayan bağların koptuğunu hissediyor. Hitler öldüyse, artık yaşamaya bakmak lazım. Bir nevi hastalıklı bir ruh hali. Hitler'den nefret etmeme rağmen son anına kadar ona bağlı kalan subaylara daha çok saygı duyuyorum. Saygı değil elbette. Bu makinelere saygı duyulmaz. Ancak tutarlılıkları övülebilir. Fakat Bartmann'ın anlattıklarının bir kısmının - belki tamamının- gerçek olduğu duygusunu hissediyorsunuz. Dil, uslup gayet samimi ve inanmak için sizi ikna etmeye hazır. Buna karşılık Bartmann'ın anlattıkları yine de yetersiz. Üstelik yanlı. Yani gerçek değil. Müttefiklerin, Almanların neden olduğu trajedileri abartmış olduklarını düşünsek bile - ki bunun için ciddi nedenler yok- yine de Bartmann'ın sanki işgal gücü olanlar Ruslar ve ülkelerini savunmak zorunda olanlar da Almanlarmış gibi hikayesini anlatmasını yadırgadım. Yahudilerin toplu olarak hapsedilip öldürüldüklerini birçok Alman vatandaşının biliyor olması gerektiğini fakat kendisinin bilmediğini, çünkü ülke sınırları dışında bir savaşta olduğunu söylüyor. Hitler'in ordusunun ülke sınırları dışında karıştığı olağanüstü savaş suçları hakkında yeterince bilgi vermiyor. Sanki dünyadan, ordusundan ve aslında savaşın büyük çarpışmalarından kopuk, savaşın kirletemediği, teslim alamadığı, naif bir Erwin Bartmann var. Bir SS mensubu, Hitler'e sonuna kadar bağlı ama öldürdüğü bir Rus 70 yıl sonra bile rüyalarına giriyor. Aynı tarihsel şartlar altında aynı hayatı yaşayacağını söylüyor, ideallerine halen bağlı. Boşa giden gençliğine, sayısız ölüme üzülüyor görünmüyor. Ölen insanların tümüne değil de yüzünü gördüğü ve kendisi tarafından öldürülen Rus'a üzülüyor. Kitaptaki eleştiri kırıntılarından biri propaganda amaçlı üretilmiş ve her evde olan radyolardan bahsetmesi. İkincisi, savaş sonunda kaçış araçlarını elde etmek için Alman askerlerinin karşı karşıya gelmesine üzülüyor. Okunur mu? Okunur. Savaşın taraflarından birinin küçük bir hikayesi. Zaten kitaplarda her zaman neyin anlatıldığına odaklanmak doğru değil, çoğunlukla yazarın anlatmayı tercih etmediği şeylere de odaklanmak lazım. Yazarın anlattıkları ve anlatma biçimi özenle sakladıklarının üstündeki perdedir. Perdeyi kaldırıp okumak en iyisi.
Vatan ve Führer İçin
Vatan ve Führer İçinErwin Bartmann · Kronik Kitap · 2018532 okunma
·
94 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.