Egonu lego yap da gel diyen bir adam: Oshoİncelemeyi geç görecekler için not: Oruçlu iken okunması tavsiye edilmez!
Şunu baştan belirtmek isterim ki kendine Osho diyen yazarı hiçbir şekilde araştırmadım, kimdir necidir diye.. Çünkü bir kişi kendini en iyi yazdığı kitapta gösterir (yazılmış değil konuşmalarından derlenmişi de aynı kapıya çıkar), etki altında kalmadan yazar hakkında düşüncelerim kendi kendine oluşsun, sonradan araştırma yaparak üzerine katarım, yanlışların üzerini çizip doğruları da pekiştiririm dedim. Dolayısıyla yazar ile ilgili tüm görüşlerim yanlış da olabilir, eksik de. Ama bu kendisine lafları döşememe engel mi? Hayıııııırrr…
İncelemeye bir fıkra ile girişeyim:
Bir kadın Osho nun yanına gelir. Güzel, alımlı, şık...
- Osho pirim, hep hayatta birinci olmaya, herkesi geçmeye çalıştım, her şeyin en iyisi benim olsun istedim ve hepsi oldu. Ama çok mutsuzum..
- egon seni dünya ile savaştırmış, mutlu olacak halin kalmamış. Egonu yok et, lego yap onu sonra da vur kır parçala!!
- nasıl yapacağım onu?
- sevişmen lazım.
- ayy kimle?
- bu ruhani yolculukta sana rehberlik ederim balım.
Eveeet, böyle bir fıkra yok, bunu ben uydurdum. (Osho’nun uydurduklarının yanında bu ne ki?) Tabii gerçeklerden yola çıkarak uydurdum. Neymiş efendim ego sevişirken aktif olmazmış. Uykuda bilinçsizce kurtuluyormuşsun sevişirken ise bilinçli.. Bu yüzden özellikle ikincisi üzerinde o kadar çok durdu ve din adamlarına laf atarak savundu ki bu durumu "erkek zihniyeti işte, kadın avlama(!) nın bu yöntemini bulmuşlar" diye düşünmekten kendimi alamadım.
Tabi ego uyurken, tehlike anında gibi zamanlarda da kaybolurmuş ama o maddelerin Osho ya faydası yok!
Adam kısaca egoyla savaşma, egosuz seviş diyii.. Yerseeen!
Egodan kurtulmak için çizdiği reçete: önce tam bir egoist olacaksın, tüm dünya benim için yaratıldı falan filan sonra egoyu tamamen yok edeceksin. Ego hayatta kalmak için gereklidir diyor, bebekte ego olmazsa acıkınca ağlamaz ve ölür diyor. Belli bir zamana göre ego şart sonra parçala, yak at! Her iki uç da aşırılık bence, insan ne çok fazla egolu olmalı, ne de tamamen egosuz kalmalı. Burada ayrılıyoruz senle Osho.
Aslında çoğu tespiti yerinde.. Egonun insanlar üzerindeki yıkıcı boyutlara ulaşan etkileri, dış dünya kaynaklı oluşması ve yönlendirilmesi konusunda dediklerine katılıyorum. Fakat bunları fonda egzotik mistik müzik eşliğinde konuşuyormuş gibi "egonu yııh, akışına bıraah, savaşma sevüüşş" diyerekten artıı yoga, buda, barhma, parvati, bilmem ne segehati zımbırtıları ile soslayınca orada benim şirazem kayıyor, kimse kusura bakmasın. Din adamlarıyla kavgalı gibi durup durup onlara laf atıyor kitap boyunca, haklı mı? Sonuna kadar.. Peki kendisinin yaptığının din adamlarının yaptığından bir farkı var mı? Bence yok! İkisi de çaresizleri, mağdurları umut beklentisi ile ezme, "dediğimi yap, kendini bana bırak, ben bilirim" havalarında.. Fark Osho bunu yumuşak sözcüklerle söylüyor, "hiçlik güzeldir, huzurlu hissedeceksin, paranın başarının önemi yok, iç dünyana dön senin gücün orada" falan diyor. Din adamı "Benim dediğimi yapmazsan cehennemde yanarsın, yılanlara yem olursun" diyor.
Politikacılar da nasibini bol bol alıyor Osho dan. Politika kirli, gereksiz bir şeydir evet. Tek dünya hükümeti savunması tam bir saçmalık! 6 aylığına her ülkeden başkan çıkınca sorun olmazmış. Pardon ülke denen şeyi de ortadan kaldırmak istiyordu arkadaş. Milyarlarca insanın arasından ise 1 kişiyi seçmenin mümkün olduğunu düşünüyor ki saçmalığın daniskası bence.
Osho egodan da zihinden de kurtulmayı doğru görüyor. Zihinle ne derdi var onu anlamadım? Sanırım mantığını kullanan hiçbir insanın kendisini dinlemeyeceği korkusundan kaynaklanıyor.
Tespitlerine bazı bazı katılıyorum Osho'nun fakat daha sonra söyledikleri insanlar onu takip etsin diye söylenmiş zırvalar olarak geliyor bana. Mesela iktidar konusu.. Bir İngiliz felsefecisinin sözü "iktidar insanı çürütür" e katılmıyormuş, çürük olan insanın kendisiymiş. Sırf bu cümleyi okuyunca insana doğru geliyor. 'Yav insanoğlu çiğ süt emmiştir, kanı bozuktur, çürüktür' düşüncesi mantıklı geliyor. Tabii sonraki cümlelere kadar. Neemiş Buda doğuştan iktidar sahibiymiş de, anlamsızlığını görünce ondan vazgeçmiş de -bana pek vazgeçmiş gelmedi-, o çürük değilmiş de, onun gibi insanlar elinde iktidar çürümezmiş de yükselirmiş, bu tür insanların elinde kutsama gibi bir şeymiş de bla bla bla.. Şimdi ben bunlardan ne anlıyorum? Adam kendine yol yapıyor, net!!
Bir de tutturmuş buda da buda diye.. Budizmden yürüyüp kendine mezhep mi yaratacan hacı? İnsan Buda'laşmalıymış ona göre, meditasyonlarla neyin. Ben niye buda oluyorum ki yav, herkes kendi olsun, ben diyor muyum Buda Gamze olsun?
Osho'nun arada konuyu destekleme amaçlı hikayeleri, yaşanmış anekdotları oluyor kiii çoğunun doğruluğundan şüpheliyim. Özellikle Nasrettin Hoca hakkında bir fıkrasına şerhimi koyarım nokta net! Çocukken fıkralarla ilgili kitaplar okumuş, internetten de araştırmıştım ve şunu söyleyebilirim ki öyle bir fıkra yok Osho!!
Kendisi bana pek samimi gelmedi ve okurken çok sıkıldım.. Hem Musa, İsa, Muhammed isimlerini dilinden düşürmüyor, (iyi insanlardı bilmem ne) hem de yok din adamları şöyledir, din kitapları böyledir, ölen ölmüştür onu dinlemeyin kalan sağlar bizimdir diyor. İsimlerin önemi yokmuş, karışıklık olmasın diye herkesin ismi varmış diyor ama bakıyorum kendi ismini akılda kalıcı olsun diye kısaltıp değiştirmiş.. Pehh yanee...
Ya kişisel gelişim bana göre bir tür olmadığından, ya konuşmalardan derlenmiş kitap olduğu için okuması zevkli gelmediğinden yada katıksız halis mulis egoist insanın teki olduğumdan ve biricik egomu yok etmemi salık veren ifadeler içermesi işime gelmediğinden kitabı beğenmedim. Osho ile yıldızlarımız pek kaynaşmadı, belki de ben yanlış kitaptan başladım onu bilemem. Ama bir süre kitaplarından uzak kalacağım kesin! Özellikle okunacak daha iyi kitaplarım varken..