“Bekle dedi gitti
Ben beklemedim, o da gelmedi..
Ölüm gibi bir şey oldu
Ama kimse ölmedi…”
Betimlemelerle bezeli Sarnıç’daki öykülerin etkisi bende Özdemir Asaf’ın bu dizelerini anımsattı.
Hikayelerin sonu yok; ne iyi ne kötü bitiyor muallakta kalıyor. Bu sebeple etki bırakmıyor ve diğer hikayeye geçtiğim anda kolayca unutuluveriyor. Betimlemeler çok zorlu, birkaç defa okumamı gerektirdi.
Daha önce okuduğum “Son Kuşlar” adlı kitabı bir nebze daha iyiydi onun da sonunu getirememiştim. Ancak roman tadındaki “Kayıp Aranıyor”u severek okudum. Sait Faik keşke uzun soluklu romanlar da yazsaydı ya da şiir.. Çünkü betimlemeleri şiir tadında.
Kitaptaki Öykülerden ‘Sarnıç’ fena değildi. Ormanda Uyku’ hikayesi sarmadı.
‘Loğusa’nın sonunda ürperdim. ‘Hancının Karısı’ bir garipti.
‘Kim Kime’ iyiydi. ‘Gaz sobası’ da fena değildi.
Öykülerdeki tasvirler çok fazla olaylar ona nazaran çok az. Ve cümle içindeki betimlemeler çoğu kez birbiriyle o kadar alakasız ki cümle sonuna kadar anlam kayboluyor konudan kopuyorsunuz..tekrar okumak gerekiyor. Bu da beni hem yavaşlattı hem de sıkıcı oldu. Açıkçası tad alamadım.
Sevenlerine saygı duyuyorum ama ben yazarın üslubuna bir türlü alışamadım.