Gönderi

421 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Buenchwald Toplama Kampı, Naziler, Goethe, Gulag Takım Adaları vs.
Jorge Semprun İspanyol Komünist Partisi üyesi. 20'li yaşlarında Fransa'da sürgündeyken Alman işgaline karşı Fransız direniş güçlerine katılır. Zaten başka türlüsü mümkün değil. Marksistler muhtemelen cennete de cehenneme de inanmaz ama yine de cehennemin en derin yerinin buhran zamanlarında tarafsız kalanlara ayrıldığı söylenir. Kim gördü, kim teyit etti, kim söyledi bilmiyorum. Sadece Jorge Semprun değil, koca Fransa Nazi güçlerine karşı kolayca yenilir. Ünlü Maginnot hattı da önleyemez bunu. Sonra mı? Fransa'nın ilk sosyalist başbakanı, entellektüel ve düşünür Leon Blum dahil, Fransa'da muhalefet eden neredeyse herkes tutuklanır ve zorunlu çalışma kamplarına tıkılır. Leon Blum, toplama kampına tıkılmaz tabi, iki kilometre ötesinde, ormanın içinde bir villaya kapatılır. Neredeyse iki yıl, herşeyden izole olarak ve yanıbaşındaki toplama kampından da habersiz yaşar. Onu en çok rahatsız eden de kokudur. Daha sonra anlayacaktır ki bu koku krematoryumun kokusudur, içeride iki yıl boyunca infaz edilip yakılan komünistlerin, yahudilerin kokusudur. Yalnız gariptir ki bu kamplara tıkılanlar arasında bir hiyerarşi var. Kamplarda Almanlar var, Polonyalılar, Fransızlar, Ruslar, az sayıda İspanyol ve her ülkeden Yahudi var. Kampların dış yönetimi SS tarafından korunur ve techiz edilir. İçeride iktidar büyük oranda gedikli mahkumlardadır. Çalışmanın örgütlenmesi, kollara ayrılma, kamptan gönderilecekler listesi dahil birçok küçük büyük ayrıntıya eski mahkumlar etki etmektedir. İçerideki iktidar da dışarıdaki iktidar kadar amansızdır. Bir kere eski mahkumların listeleri tutması ne anlama gelmektedir? Dolaylı olarak kimin öleceği ve kimin yaşayacağı ellerindedir. Ne adına yapmaktadırlar? İçeride SS'lerin bilmediği, müdahale edemediği bir yeraltı örgütü vardır. Tek tek hareket etmektense birlikte hareket etmenin bir yoludur. Fakat örgüt ne adına olursa olsun birilerini ölüme gönderirken birilerine de yaşam bahşetmektedir. İktidarın olduğu her yerdeki çürümenin burada da görülmemesi imkansızdır. SS'ler dışarıyla içeri arasındaki alışverişi organize ederler. Dışarıdan haber almak, kamp kantininden bira, ezme, ekmek almak mümkündür. Ama bu eski ve gedikli mahkumların ayrıcalığıdır. Savaşın sonuna kadar kamplar varlığını sürdürür. Bu zaman zarfında kamptan kaçışlar da zor da olsa mümkündür. Kaçanların neredeyse tamamı Ruslardır. Bahar gelince firar mevsimi başlar. Çoğu da sırtından bir mermiyle vurulup buz gibi toprağa düşer. Buna karşılık insanın tüylerini ürperten şey Gulag Takım Adalarıdır. Nasyonal Sosyalizme denk pratiklere sahip Sovyetler Birliği, işçi sınıfının iktidarı için savaşan kitlelerin sınıfsız toplum özlemlerinin aksine tek partinin seçkin sınıfının ve dahası tek adamın demir yumruğu altında ezilmesinin adıdır. Devrim kendi çocuklarını yemiştir. Devrimin en nitelikli kadroları, beş yıllık kalkınma planları için kendilerini tutkuyla heder etmeyenler, zorunlu kollektifleştirmeye direnen ve gönüllü katılmayanlar, kısacası her türlü muhalefet girişimi kendini Sovyet toplama kamplarında zorunlu eğitilme, zorunlu çalıştırılma ve neticede zorunlu ölme ile karşı karşıya kalmışlardır. Stalin'in ölümünden sonra Kruşçev, XX. SBKP kongresinde ünlü raporunu okur. Rapor Stalin'in Sovyetleri katletmesi üzerinedir. Kruşçev'in raporu daha sonra Marksist olmadığı, Marksist bakış açısıyla yazılmadığı eleştirisiyle karşı karşıya kalır. Jorge Semprun, bun eleştiride bulunanları Stalin döneminde Maksisme dair de olsa tek eleştiri getirmemiş olmakla suçlar. "Ola ki Marksist değil, peki gerçek değil mi?" der. Jorge semprun, kitabına kampta bir pazar öğleden sonra ile başlar. Unutmadan söyleyeyim. Buchenwald Toplama Kampı Goethe'nin ara sıra dostlarıyla gezdiği, edebi ve felsefi sohbetler yaptığı, ağaçları altında dinlendiği bir tepede kurulmuştur. Bölgedeki birçok ağaç kesilmiştir ancak Naziler Goethe'ye saygıda kusur etmemiş, Goethe'nin altında oturmaktan keyif aldığı bilinen o güzel meşe ağacı kesilmemiştir. Kitaba dair söylenecek çok şey var. Çok beğendim, çok etkilendim. Bu arada, Jorge Semprun, İspanyol Komünist Partisi eski başkanıdır. Okuyun derim.
Ne Güzel Bir Pazar
Ne Güzel Bir PazarJorge Semprun · Everest · 20043 okunma
··
25 views
Murat Ç okurunun profil resmi
Her devrim, öyle ya da böyle kendi çocuklarını kemirir, yer bitirir. Ne Nazilerin, ne Sovyetlerin, Ne İtalya ne de İspanya’nın içine giriştikleri şeyler hiçbir zaman başarıyı uzun süre sürdüremez. Hele ki, yayılmacı Hitler’in başarıya uzanması çok zordur. Bağlılık ile aptallık arasında bir çizgi vardır Nazilerde. Birçok karşı operasyona baktığımızda, o korkulu SS veyahut Gestapo çokça aptal durumunu düşürülmüştür. Bu işin uzmanı İngiltere ve kısa tarihine rağmen Amerikadır. Dönemden bugüne baktığımızda, birçok zarara uğratılsa da Sovyetler gibi çökertilemeyen bir Türkiye var, bu çok önemlidir. İçeriden onca çökertme eylemine karşın hala bir Cumhuriyet… Neyse konumuza dönelim. İsimler değişiyor, hikayeler değişmiyor… Toplama kampları, kül olan insanlar, duşluklardan salınan gazlar, kurşuna dizilmeler… Kötülük, daha çok kötülüğü doğurunca, iyilikte kötünün ellerinden gelmiştir. USA… Aman Tanrı sizi korusun sevgili USA… Dönemi anlatan iyi bir eser olduğu muhakkak. Listeme aldım kitabı, inceleme için teşekkürler.
Ebru Ince okurunun profil resmi
Bir ölü lazım ve büyük yolculuk kitaplarıyla sevdiğim bir kalem ..Gercekci edebiyat çok daha keyifli oluyor, ikinci dünya savaşı yazarlarından asla vazgeçmeyeceğim sanırım .. onların yaşadığı tecrübe ile boy ölçüşecek bir olay daha yok çünkü dünyada :) tabiiki 3.cüsü çıkmadığı sürece :) Kitap liste de umarım ilk fırsatta okurum :) Inceleme için teşekkürler emeğine sağlık :)
Cengiz Tolstoyevski okurunun profil resmi
Büyük Yolculuk benim de okumak istediğim bir eser. Ama önce Yaşam ve Yazgı ile Gulag Takım Adaları var. Gerçekten tarihte 2. Dünya Savaşı kadar korkunç ve komplike başka bir olay yok. Leon Blum'un tutuklandığında kendi kendine şöyle söylediği anlatılır. "Yaşam tecrübemde hapishane eksikti. Deneyelim bakalım." İnsanlığın da tecrübesinde toplama kampları, gaz odaları, toplu cinnet eksikti, tamam oldu.
Cengiz Tolstoyevski okurunun profil resmi
Beevor'dan Stalingrad'ı okudum ama Berlin'in Düşüşü'nü bulamadım. Listemde...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.