Gönderi

280 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 7 days
Bazı kitaplar vardır ki okuma sürecine girdiğinizde farkında olmadan sizi içindeki tüm atmosfere hapseder ve kendi içindeki akışı günlük yaşamınızda da devam ettirdiğini hissedersiniz. Dublinesk benim adıma uzun zamandır İrlanda'ya gitme planları yaptığım bir planlama içindeyken karşıma çıktı ve ilginçtir ki kitabı okuduğum bu dönemde de aşırı kapkara bir hava, yağmurlu ve kasvetli bir süreçte benle birlikte seyahat etti ve sıklıkla Joyce ilgili seminer emailleri almam da çabası oldu. Bu nedenle, bu kitap hakkında yazacaklarım çok fazla kişisel olacağını şimdiden belirtmeliyim. Giriş: Vila-Matas'ı Anlamak Enrique Vila- Matas, okuru once afallatan ve oluşturmuş olduğu "melez edebi tarzı olan denemeci kurgu" anlatımı ile okuru bu nasıl bir kitap diye sarsan ve büyük olasılıkla da okurun okuduğu kitabı yarım bıraktıran ya da bitirip nefret duygusu yaratan bir yazar. Benim de ilk okuduğumda, Montano Hastalığı- Jaguar Yayınları, 2017 benzer şeyleri hissetmiştim. Şunu itiraf etmeliyim ki, bitirdiğimde Vila-Matas'ın sesi ve anlattığı şeyler beynimde sürekli dönüp dolaşıp en sonunda bu yazarı çok sevdiğimi kendime ilan etmemle sonuçlanmıştı. Keza, Bolaño'ya akıl hocalığı -yaptığını öğrendikten sonra hayranlığım daha da tavan - yapan bir yazardan bahsediyorum. İçerik: Samuel Riba unutlamayacak bir karakter Dublinesk, Vila-Matas açısından aynı zamanda yarı-biyografik etkiler içeren, Barcelonalı 60 yaşına yaklaşan birçok önemli eserin çevrilmesine ve yazarın kazandırılmasına ön ayak olmuş, editörlük yaptığı yayınevi satılıp emekli olmak zorunda kalmış, alkolik, umutsuz,evli olmasına rağmen yalnız, tüm çevreden kendini izole etmiş, unutulmuş, internet bağımlısı, edebiyata abartılmış fanatizm sürecinde benimsemiş ve hayatı da edebiyat gibi okuyan Samuel Riba'yı okuyoruz. Riba'nın bir hastalık sonrasında Dublin ile görmüş olduğu bir rüyanın etkisiyle çevresinde kendisiyle iletişimi kopartmamış arkadaşlarıyla gezi düzenleme isteğiyle olaylar başlıyor. Riba'nın fanatizm düzeyindeki Joyce sevgisi, nitelikli edebiyatın değerinin popüler edebiyat yüzünden yok olduğunu düşünen karakterimiz, Dublin gezisiyle "Gutenberg Galaksisi" adını verdiği, edebiyatın en yoğun yükseliş içinde olduğu döneme göndermeler yaparak kendi çaresizliğini yenme düşüncesindedir. Romana adını veren Philip Lark'ın "Dublinesque"şiiri ile Riba'nın terkedilmiş gerçek edebiyatı sanatsala dönüştürme isteği ve tabii ki Riba'nın "hayatı edebiyat olarak okuma takıntısı/eğilimi", yaratıcısı Vila-Matas'ın eklemiş olduğu Joycevari ve Becketvari anlatım ve kurgusu içisinde eğlenceli olarak ilerlemesiyle başlıyor ve ilerliyor. Kitapta bizlere, Samuel Beckett, Paul Auster, Julien Gracq, Claudio Magris, Georges Perec, Hugo Claus, Borges, Carlo Emilio Gadda, olup olmadığı muammalı olan Vilém Vok, müzisyen olarak Tim Waits, Bob Dylan ve Dropkick Murphy's, yönetmen olarak David Cronenberg Spider Filmi ve ressam Hammershoi ve Hopper eşlik ediyor. Sonuç Kitabın okunurluk açısından sıkıntılı olduğunu düşündüğüm bir kaç durum var: 1.Öncelik İthaki Yayınevi: Yayınevi olarak kendilerini bir kez daha neden sevmediğimi bu kitapta hatırlatmış oldu. İthaki, son derece özensiz, edisyon sürecinde hiç kontrol etmemiş gibi hareket ettiği kitaplardan biri. Kitapta birçok anlatım bozukluğu, anlamı değiştirecek derece de yazım yanlışlıkları bulunan ve bu nedenle de olarak kitabın ritminin bozulmasına neden olan hatalarla dolu. Gene de okunabilir, fakat bazı kısımları ister istemez ingilizcesinden kontrol etmek zorunda kaldım. Çevirmenin çok başarılı bir iş yapmış olsa da kitabı İthaki mahvetmiş. Keşke, Vila-Matas'ı İthaki haricinde başka ciddi bir yayınevi tarafından basılsaymış demeden edemiyorum! 2.James Joyce ve Ulysses : Dublinesk, yoğun şekilde Joyce'un anlatımına gönderim yapan bir kitap. Ki Vila-Matas, Dublin Gezisini Ulysses 6, Bölüm: Hades üzerinden yapıyor. Çok açık vermeden, Vila-Matas Hades bölümüyle hem kendisine hem de Riba'nın sosyal bir grup içindeki izolasyonuna, Riba'nın çağın getirdiklerine karşı yabancılaşmasına ve kendi hayatıyla olan her türlü kısır döngüye karşı çaresizliğine gönderme yapmaktadır. Ulysses'i okumayan ve Joyce'u ve anlatımını sevmeyen biri okur için yapılan gönderimler hava da kalabilir mi sorusunu ortaya çıkarıyor. Çünkü Riba'nın araştırdığı şeyler Dedalus ve Bloom arasındaki maneviyat ilişkisiyle çok doğrudan ilintili. Joyce'u hala sevip sevmediğini düşünen bir okur olaraksa beni Vila-Matas'ın edebiyat zekası ile Riba karakteri tam tersi kitabın içine daha da çekti. Sonuç olarak, herkesin sevebileceği bir kitap değil fakat,benim sevdiğim bir kitap oldu Dublinesk. Dublinesk, Vila-Matas'ın ince mizah zekasını, birbirinin karşıtı olan Gutenberg-Google Çağı, Joyce-Beckett üstünde yansıtmalar yaparak başarılı bir ve doyumsuz bir okuma keyfi sunan bir kitap. Okurken zevkten ve heyecandan çok hızlı gittiğimi görüp bekletme zorunluluğu hissettim. Son bölümde gözlerimin doldu. Riba'yı garip bir şekilde çok sevdim. Açıkcası Riba karakterini okuduğum her kitapta bir hayalet gibi yanımda olacak ve bir yerlerde hep Green Fields of France çalacak gibi hissediyorum. İyi Okumalar! 10/7,5
Dublinesk
DublineskEnrique Vila-Matas · İthaki Yayınları · 201616 okunma
·
109 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.