Gönderi

464 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Bir Devrimcinin Doğuşu
Emperyalist, sömürgeci ve kan emici İngiliz zulmüne karşı ülkesinin bağımsızlığı uğruna elinde kalan son silahı olan bedeni ve hayatı ile direnen Bobby Sands'ın mücadelesini anlatan etkileyici bir belgesel-roman okudum. Roman tekniği, edebi derinlik, çeviri kalitesi gibi ayrıntıları bir tarafa koyarsak konusu ve Bobby'nin hapishanede verdiği mücadelenin türü açısından okunması gerçekten zor bir metin olduğunu söyleyebiliriz. Başlarda mezhepsel bir çatışma ile başlayarak gitgide bir bağımsızlık mücadelesine dönüşen IRA direnişine katılmasının ardından içindeki isyanın giderek devrimci bir vasıf kazanması, mücadelesinin zaman içinde "Birleşik ve Sosyalist İrlanda" idealine kayması ve bu uğurda hayatını ortaya sürerek İngiltere devleti ile oynadığı ve yenileceğini bildiği kumarı asla eşit olmayan şartlarda sürdürme inadı Bobby'i benzerleri Che Guevera, Nelson Mandela gibi mitleştirmemişse de yakınlarında bir yerlere oturtmuştur. Bu ve benzeri direniş öykülerini seven bir okur olarak aynı zamanda şair, şarkıcı ve öykü yazarı olan Bobby ile "yakınen" tanışmam ve verdiği mücadelenin bu kadar ayrıntılı olarak farkına varmam bu kitap sayesinde oldu. Sonu belli romanlarda yaşanan okuma zorluğu bu kitap için geçerli değil. Evet; sonunda Bobby ölüyor ama 18'li yaşlarından hayatının sonlandığı 27 yaşına kadar olan kısacık zaman diliminde verdiği destansı direnişi ve bir devrimcinin doğup gelişimini okumaktan hoşlanıyorsanız ve kesinlikle sinirleriniz ve mideniz sağlamsa bu kitabı okumanızı öneriyorum. Kitap Bobby'nin mücadelesini çok fazla dramatize etmeden olduğu gibi anlatıyor. Bazı bölümlerde bir belgesel gibi İngiltere-İrlanda çatışması, dünyadaki yankıları gibi meseleler anlatınca sanki belgesel okuyor gibi oluyor ve roman vasfı kayboluyor. Dolayısıyla bu da okuma ritmini sıkıcılaştırıyor. Zaten kitabı 8 gün gibi bir sürede okuyabilmem bu sıkıcılıktan kaynaklandı ama bu bölümleri atladıktan sonra metin normal seyrine giriyor ve Bobby'nin acıklı sonunu anlatan o satırları okumamak için romanın bitmemesini istiyorsunuz. Son söz: Kitabın bir bölümünde Oscar Wilde'ın "Reading Zindanı Baladı" adlı muhteşem şiirinden alıntılarla Bobby'nin yaşamı ve şiirleri arasında kurulan bağlar, Bobby'nin, bu şiirin bazı bölümlerini elle yazarak çoğaltması ve hapishanedeki diğer mahkumlara göndermesi de işlenmiş. Sands şiirin sözleriyle oynayarak kendisine ait bir versiyonunu oluşturmuş ve bunu yoldaşlarıyla paylaşarak direnişin gücünü artırmaya çalışmıştır. Nitekim o dönemdeki destekçilerinden biri Fidel Castro, "Battaniye Adam" karakterini İsa'nın fedakarlığı ile benzeştirip şiirinde kullanan Bobby ve birlikte açlık grevi yapan yoldaşlarının İsa'dan çok daha çarpıcı bir fedakarlık sergilediklerini söylemiştir. Bunu pekiştiren mısraları da paylaşıp incelememizi sonlandıralım. Ne mübarektir o adam Tanrı'nın huzuruna çıkan, acısıyla. Sırtında taşıdığı bir çarmıh Yarası utançtan derin bir yarık. Bu adam ki Tanrı'nın oğlu Kutsamalı öyleyse adını. Bu arada atlanmaması gereken bir ayrıntı; kitaba verilen "Yarım Kalmış Bir Şarkı" mısrası Nazım Hikmet'in Bursa Cezaevi'nde iken yazdığı bir şiirden alınmış. Herkese iyi okumalar diliyorum.
Yarım Kalmış Bir Şarkı
Yarım Kalmış Bir ŞarkıDenis O'Hearn · Yordam Kitap · 201430 okunma
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.