Gönderi

Cihan ne vakit mamur idi? Bahçelerde ne vakit güller açtı? Ne vakit yuvalarda bülbüller öttü? Yollardan ne vakit yârlar geldi? Umduk, bekledik, düşündük. Hangi şey umduğumuza uygun düştü? Gördüğümüz düşündüğümüze benzedi mi? Gelenler beklediğimize değdi mi? O mesut ve ulvi saatler hangi saatlerdi ki, içinde iken: “Geçme dur” diye haykırdık? Hiçbiri, aziz dost, hiçbiri..
··
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.