Gönderi

Şeyh Bedrettin, panteist-materyalist bir dünya görüşünden yanaydı: “Cehalet döneminde insanlar elle tutulur gözle görülür putlara inanıyorlardı. Şimdilerde ise gönüllerini görünmez putlara verdiler.” İnançtan çok aklın mantığına güveniyordu: “Umarım ki Tanrı gerçeğin örtüsünü kaldırır ve insanlar da ona inanma fırsatını bulurlar. Şunu bilin ki, Tanrı insanın bütün iç ve dış gücü olduğu kadar aynı zamanda onun kulağı, gözü, dili, hatta elleridir.” Şeyh’in tanrısı evrendir, tanrısal güçlerin aslında doğanın yasalarından (deus sive nature) başka bir şey olmadığını savunmaktadır. Evren’in ne başlangıcı vardır ne de sonu. Yeniden doğuş ve inkarnasyon (ruhun cisimleşmesi) diye bir şey yoktur: “İstersen ölüler için dünyanın sonunun geldiğini rahatça söyleyebilirsin.” Organik yaşamın yeniden uyanışını doğanın yasalarına ters düştüğü için olanaksız görür. Sonradan Spinoza’nın akıl ettiği gibi, Bedreddin tözü Tanrı’yla eş tutar. M. A. Mehmet, Şeyh’in felsefesini bu yüzden pankozmik bir panteizm olarak niteliyor. Bu panteizm Bedreddin’de antropolojik bir içeriğe de bürünüyor, cennet ve cehennemi bu yüzden dünyevi durumlar, insanın davranış biçimleri olarak anlıyor. Melekler ve şeytanlar aslında düşüncelerde ve eylemlerdeki iyi ve kötü niteliklerden başka bir şey değil. Şöyle ya da böyle, yaşamın eninde sonunda galebe çalacağını hesaba katmalıyız: “Çünkü insanların çoğu, varlığın dünyevi niteliğinin peşindedir.” O nedenle din adamları dikkatlerini pratik-dünyevi sorunlara da çevirmelidirler. Dünya onlara iki ayrı alanda etkinlik gösterme fırsatı veriyor: Tanrı’ya hizmet, yani ibadet ve halka hizmet! Ancak Bedreddin, sıradan Müslümanlar önünde, öyle Varidat’ta yazdıkları gibi konuşamayacağının farkındaydı. Panteist-materyalizm için vaktin henüz erken olduğunu seziyordu. O nedenle halkın coşkulu katkısını kazanmak istiyorsa reform tasarılarını dinleyicilerine dinsel mistik kılığında açıklamak zorundaydı. Bu yüzden Şeyh şöyle bir çağrıyla yola çıkıyordu: “Tasavvufçular, her düşündüklerini açıklayacak olsalar hemen oracıkta öldürüleceklerini pekâlâ bilirler.”
·
29 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.