Gönderi

Postkolonyalizm nedir, kısaca ondan bahsedeyim. Ingiltere Hindistan’ı sömürgeleştîrdi, Gandhi çıktı ve bir direniş başlattı. En nihayetinde Ingilizler de geri çekildiler. Ancak Ingilizler orada kaldıkları süre boyunca Hindistan’ın kültürüne, sanatına, edebiyatına, felsefesine, dinlerine, töresine, her şeye etkide bulundu. Siz gittiniz ama biz artık Hintli değiliz. Ingiliz de değiliz. Bize bir şey oldu. Bize ne oldu sorusuyla başlıyor postkolonyal çalışmalar. Bu çalışmaların ilerleyen döneminde özellikle Spivak şunu fark ediyor: Ingilizler bu tesirleri de yaptı ama bu tesirleri herkese yapmamış, madun (subaltern) diye bir şey var, yani herkes Ingilizlerin rahmeünden ve şerrinden eşit miktarda nasiplenmemiş. Spivak'ın madun tanımını ben çok işlevsel ve açıklayıcı buluyorum. Şunu söylüyor: Siz bir topluma girdiginiz zaman orada bazı sesler duyarsınız. O duyduğunuz sesler o toplumdaki öznelerin sesleridir. Bir biçimde Özneleşmiş olandır, yani kendi taleplerini dile getirebilecek sosyal ve kültürel sermayeye sahip olanlann sesidir. Fakat bir de mırıltılar halinde konuşan Ve çoğu zaman konuşamayan kesimler vardır. Işte onlar madun olanlardır. Onların yaşadığı yoksulluk ve yoksunluk dile getirilemez bir yoksunluk ve yoksulluktur. Mesela Romanlar tipık madunlardır. Sokaklarda yaşayan evsizler de öyle. Tarlabaşı'nda yaşayan Kürtlerin belirli bir kısmı. Şimdi Suriyeli Mülteciler geldi, onların da önemli bir kısmı madundur.
Sayfa 177Kitabı okudu
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.