Iki günümü Tahir ve Timur ile balık pazarının orada bir masada geçirdim. Onlar içti, anlattı, hüzünlendi, anladı; ben sakince arka masada elim başıma yaslanmış dinledim. Gözümde canlanan sandalyeler, masalar doldu doldu boşaldı ama ben ikisinden başka kimseyi görmedim. Ne çok yakındım onlara ne de çok uzak. Şimdi düşününce bile bilmiyorum onlara ne kadar yakın ya da ne kadar uzak olduğumu. . Timur'a bakıyorum da aynı şeylerden muzdarip yanlarımız oldukça fazla. Dolayısıyla Tahir ile de öyle. Ancak ben tutuşamayan değil de sanırım tutunamayan kısımdayım. . Neyse, çoğunuz Taksim'de sahaf pasajını bilirsiniz. Bir kere bile olsa mutlaka gitmiştir oraya İstanbul'da yaşayan biri. Ben de gittim. Timur orada yürürken kendi yürüdüğüm zamanlar geldi aklıma. O her adım attığında ben bastım zemine ve dükkanları tek tek dolaştı gözlerim. Sanırım bilindik bir yeri okumak ya da anlatılan yere benzeyen bir yerleri biliyor olmak müthiş bir tat nedeni. Onlar tanışıp konuştular ben de hayran hayran bu roman içindeki hikayeleri dinledim. Dinledikçe hak verdim, bazen neden diye sordum. . Sonra? . Sonrası Rıfat'ın size anlatacağı birkaç sayfada gizli, bekliyor. Rıfat kim? Benim gibi o masaya hatta o masanın birçok kez tekrarlanışına şahit bir dost. . ️️ . Sevgiler . #kitap #book #okudumbitti #kitapyorumu #booksofbetinönerileri #booksofbetblog #booksofbetinkitapları #okudumokuyun

TutuşamayanlarBarış Efendioğlu · Yitik Ülke Yayınları · 070 okunma

·

114 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

booksofbet