Gönderi

Sümer mitoloji-yazarları ile filozofları arasında ayrım yapma güçlüğü, kadim Doğu düşüncesi üstüne çalışan çağdaş öğrencilerin bazı- larının aklını karıştırmıştır; özellikle o zaman geçerli olan "gerçek"in aranmasından çok "kurtuluş" talebinin güçlü etkisi, kadim düşünürlerin düşüncelerinin değerinin altında ve üstünde görülmesine yol açmıştır. Bir yandan, kadim insanların zihinsel olarak, kozmik sorular üstüne mantıklı ve akıllıca düşünmekten yoksun olduklarını tartışırken, diğer yandan, doğal olarak derin ve sezgisel olan ve entelektüel olarak "bozulmamış" bir efsane yaratma zihniyle kutsandıklarını, bundan dolayı da kozmik gerçekleri çağdaş zihnin çözümleyici ve entelektüel yaklaşımından çok daha fazla algılayıp, içselleştirebildiklerini öne sürmüşlerdir. Bunların çoğu laf ebeliğinden başka bir şey değildir. Olgunlaşmış ve düşüncelerini yansıtan Sümerli düşünürlerin çoğu, evrenin kökeni ve işleyişiyle ilgili olanlar da dahil, her sorun üstünde mantıklı ve tutarlı bir biçimde düşünecek zihinsel yeteneğe sahiptiler. Onları engelleyen şey, ellerinde bilimsel veri olmayışıydı. Dahası, tanımlama ve genelleme gibi temel entelektüel araçlardan yoksundular ve şimdi apaçık görünen evrim ilkesinden hepten habersiz olduklarından büyüme ve gelişme süreçleri üzerine hemen hiçbir fikirleri yoktu. Kuşkusuz, gelecekte yeni verilerin toplanması ve şimdiye değin akla hayale gelmeyen entelektüel araçlar ve bakış açılarının bulunmasıyla, günümüz filozofları ve bilimadamlarının sınırları ve yanlışları ortaya çıkacaktır. Yine de şu belirgin fark kalacaktır: çağdaş düşünür, vargılarının göreceli niteliğini kabule kendini genellikle hazırlamıştır ve kesin yanıtlara karşı kuşkucudur. Oysa Sümerli düşünür, konular üzerindeki düşüncelerinin tartışmasız doğru olduğuna ve evrenin nasıl yaratıldığını ve işlediğini kesin olarak bildiğine inanıyordu.
Sayfa 110Kitabı okudu
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.