Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

104 syf.
8/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Bir baba istemeden de olsa demek ki kendi evladının ruhunda derin, onulmaz yaralar açabiliyormuş. Kitabı okurken bunu düşündüm sürekli. Bizim için basit görünen çoğu zamanlar umursamadan takıntığımız tavırlar bir insan evladının yüreğine oturup öylece yerleşebiliyor, ömrünün sonuna kadar da yakasını bırakmayabiliyormuş. Ne dehşet verici bir hakikât. Biz görmek istemesek de bu hakikât anıt gibi karşımızda. Kafka’ nın yazdığı mektupta. İnsanın içi acıyor okurken. Her davranış şeklini affedebilirim, bazıları belki ebeveyn olunca doğan sorumluluktan kaynaklı davranış şekilleri, kendilerini mecbur hissettikleri için -ki hiç mecbur değiller- öyle davranmak zorunda hissediyor olabilirler. Fakat evladını, kendi dünyaya getirdiğin evladını küçümsemek, aşağılayacı gözlerle bakmak ne demek? Bir de kemiklerine kadar bunu hissettiryorsun. Değil Kafka’ nın herhangi bir insan evladının, özbeöz babası tarafından böyle bir muameleye maruz kalması affedilir şey değil. “ Burada aslında senden bir nebze olsun bağımsızlık kazanarak uzaklaşmıştım, ama yine de kuyruğu birilerinin ayaklarının altındaki toprağa sıkışmış, başını serbestçe dışarı uzatıp yana doğru kıvrılarak kaçmaya çalışan bir solucana ben­ziyordum hafiften. “ “Yazdıklarım senin hakkındaydı, orada tek yaptığım senin omzuna yaslanıp içimi dökemediklerimi yazıya dökmekti. Bilinçli olarak uza­tılmış bir vedaydı sana ama bunu tetikleyen de yine sendin, bense sadece nihai sonucu belirleyebilirdim. “ Kiapta, neredeyse insanî kirden üzerinde eser bulunmayan bir baba figürü ve bu baba figürun altında ezilen kendini köşeye kıstırılmış solucan gibi hisseden bir oğul var, ..ki Kafka babasına; “ gerçi onun için yine de çok önemli birisin ama benim için her şeydin.” ..diyecek kadar derinden bağlı, seviyor. Babsının, Kafka’ nın; feryada dönüşen, acıya evrilen sevgisini görememiş olması ne kadar yazık. Bana göre görmüş olsaydı böyle davranmaya devam edemezdi. Elbette seviyor ama o bilindik klasik baba-oğul ilişkisi içinde seviyor. Kafka için ne kadar özelse, babası için o kadar sıradanmış gibi sanki. Ama babasını, bir yerde nasıl suçlayabiliriz ki? Bilmediği için, öyle yetiştirildiği, ya da kendi inandığı doğruları doğrultusunda öyle yetiştirmek istemesini ya da karakterinden mütevellit öyle davrandıysa nasıl kınayabiliriz ? Bir de o devrin anlayışı, realitesi var tabii ki. Yani elimizde ne var ki kınamak için. Bunun için zaten çok geç. ‘Baba’dan Kafka’ya ‘ mektub olsa, biz onu da okusak, belki bu defa da babaya acırız, üzülürüz. Öyle içinden çıkılmaz bir hâl alırdı. “ Eğer dünyada yalnızca sen ve ben kalsaydık, bu düşünce hep aklıma yatmıştır, bütün saflıklar sende ve bütün pislikler de senin öğüdü­nün açtığı ufak çukurdan girerek bende cisimleşirdi. Elbette beni böyle bir şeyle cezalandırabilmen kendi içinde anlaşılamaz bir şeydi ama bana göre ise sadece eski suçum ve bana yönelttiğin derin küçüksemenle izah edilebilirdi. Bir kez daha, bu du­rum benim en derinimdeki özüme çok ama çok sert bir darbe indirdi. “ Gene de herkes kendi payına bir şey çıkartabilir bu mektuptan. Bütün anne ve babalar ya da baba adayları okuyabilir meselâ. Önemsizmiş gibi görünen her şeyin aslında insan ruhunun derinliklerinde ne kadar da önemli olduğu gerçeğini kavrayabilir. Kavradıktan sonra, bunu davranışlarına yansıtabilir. Bu zor olmasa gerek. En azından bunu yapmak; “bilmiyorumdum nasıl davranacığımı, zarar verdiysem de istemeden zarar verdim “ deme mazeretini sonsuza kadar ortadan kaldırabilir meselâ. Bırakalım evladımız çevremizdeki en güçlü, en başarlı, en zengin kişi olmasın. Ama bizden yana, aileden yana, anne-babadan yana en şanslı evlâd olsun. Bu elimizden gelir, gelmeli bence. Kafka’ nın itirâfıyla son vermek istiyorum incelememe. “ Bu senden içsel bir kopuştu, hiçbir zaman başarıyla so­nuçlanamadı. “
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Öteki Yayınevi · 201640,2bin okunma
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.