DİKKATİNİZİ ARTIRIN
■ Hayatınızın bir şemasını çıkarıp iş, aile,
sağlık vb. başlıklara ayırın. Üzerinden sık sık
geçip hangi bölümde neyin sizden ilgi
istediğini düşünün. Eğer ilgilenmeniz
gereken bir konu varsa, o işi tamamlayana
kadar bir işaret koyun. Şemayı sürekli temiz
tutmaya çalışın. Hayatınıza geniş bir açıdan
bakarsanız bir kısma odaklanırken
diğerlerini ihmal etmemiş olursunuz.
■ Her gün yeni bir şey okuyun, izleyin ya da
dinleyin. Aşina olmadığınız konular,
beyninizin yeterince kullanılmayan
bölgelerini uyarır ve bu beyin hücrelerinin
gelecekte daha kolay etkinleşmesini
sağlayarak toplam dikkatinizi artırmaya
yardımcı olur.
■ Uzun süreli dikkat gerektiren işlerde sık
sık kısa molalar verin. Aynı işi uzun süre
yaptığımızda beyin sürekli uyarana verdiği
önemi giderek azaltır ve dikkatimizin
dağılması olasılığı artar.
■ Çok dikkat gerektiren işlerin öncesinde
fiziksel egzersiz yapın. Illinois Üniversitesinin
yaptığı bir araştırmaya göre dokuz
yaşındaki çocuklar 20 dakika dinlenmek
yerine 20 dakika koşu bandında
yürüdüklerinde daha iyi odaklanıyor.
Egzersiz sonrası beyin etkinliği ölçümleri,
daha önce dikkatin odaklanmasıyla
ilişkilendirilmiş desenler gösteriyor.
****
Öğrenmeye İnce Ayar
■ Not tutup sık sık okuyun. Tekrar etmek
bilginin unutulmasını önler çünkü anıları
saklayan sinir ağlarını yeniden çalıştırır ve
güçlendirir. Cornell Üniversitesinin not
tutma yöntemini deneyin (lsc.cornell.edu/
notes.html):
1. Bir dersle ilgili bilgiyi notlar halinde
saklayın
2. Notlarınızdan hareketle sınav tarzı
sorular hazırlayın
3. Sorularınızı notlara bakmadan yüksek
sesle yanıtlayın
4. Notlarınızı ve yanıtlarınızı düşünün
5. Eski notları düzenli olarak gözden geçirin
■ Sınava, alışılmadık bir kokunun olduğu
bir odada çalışın ve sınava girmeden önce
bileğinize bu kokuyu sürün. Takılınca da
bileğinizi koklayın. Bu özellikle de ders
materyalinin duygusal bir bileşeni varsa
etkili. 2011’de Utrecht Üniversitesinde
yapılan bir araştırmada gönüllülere kuş
üzümü kokulu bir odada duygusal bir film
gösterildi. Daha sonra bu kokuya yeniden
maruz kalan gönüllüler gördüklerini çok canlı
biçimde anımsadılar.
■ Bilgiyi parçalarına ayırın. Örneğin 8, 3, 2,
4, 9, 0, 1, 9, 8’den oluşan bir diziyi
832-490-198 olarak ezberleyin. Böylece
“kısa süreli bellekte” yani beynin yeni bilgiyi,
kullanılana, öğrenilene ya da yerine yeni
girdi koyulana kadar sakladığı sinirsel tekrar
döngüsünde tutmak kolaylaşıyor.
Çoğu kişi bu döngüde beş
civarı “maddeyle” başa
çıkabilirken, dokuz
basamaklı bir sayıyı
üçerli gruplar hâlinde
kodlamak, bu sayıyı
üçe düşürüyor.
***
.
***
Bolca B vitamini tüketmek (tam tahıllar,
tohumlar, yemişler ve fasulye çeşitleri)
faydalı olabilir. Bunlar nörotransmiter
üretimi gibi, beyinle ilgili birçok işleve
katkıda bulunuyor. Bir araştırmaya
göre yüksek dozda B vitamini, orta
derecede hafıza sorunu olanlarda
beyin büzülme hızını yarıya indirdi.
BELLEĞE INCE AYAR ■ Uyaklı nimonikler (mesela
parmaklarımıza bakarak hangi ayın kaç
gün çektiğini bulmak) ve akronimler
(sözcüklerin baş harflerini birleştirme)
bilgiyi akılda daha kolay tutmanın
denenmiş ve onaylanmış yöntemleri.
■ Kafanızda bildik bir yerin, örneğin evin
zihinsel bir görüntüsünü oluşturun ve
hatırlamak istediğiniz nesneleri odalarına
serpiştirin. Böylece zihninizde evinizi
gezdiğinizde bunları hatırlayabilirsiniz. Tıpkı
Sherlock’un “zihin sarayı” yöntemi gibi.
■ Her sabah yapılacak işler listesi
hazırlayıp gün içinde sürekli bakın ki
hafızanızda taze kalsın.
■ Eve her gelişinizde anahtarı aynı
yere asmak gibi alışkanlıklar edinin.
Bu, beyninizde nesneler arasında
(mesela kanca ve anahtar) bağlantı
kurmanızı sağlar. Böylece her
seferinde anahtarı nereye
bıraktığınızı değil de doğrudan
astığınız yeri hatırlarsınız.
***
PROBLEM ÇÖZMEYE
INCE AYAR
■ Kendinizi giderek zorlaşan problemlerle
test edin. Beyniniz nihayet basit
problemlerde kullanılan sabit dikkat
stratejisini bırakıp problemlere farklı
açılardan bakmaya başlayacaktır.
■ Eğer bir yapbozda takıldıysanız
dikkatinizi başka yere verin ve daha sonra
tekrar deneyin. Bu, beyni başarısız bir
yaklaşıma mahkûm eden nöral etkinlik
desenlerini kapatır ve beynin sorun üstünde
düşünmesini sağlar, bilinçsizce de olsa işe
yarayacak bilgileri düşünmemize olanak
verir. Probleme geri döndüğünüzde bu yeni
bilgi muhtemelen problem çözme girişimine
dâhil edilecektir.
■ Problem çözmeyi yürüme ya da hafif
koşu gibi düşük düzey etkinliklerle birleştirin.
Bu, odaklı dikkati azaltmanıza izin verir
çünkü bilinçli kaynaklarınızdan bir kısmını,
yapmakta olduğunuz etkinliğe ayırırsınız.
Aynı zamanda kan akışını ve endorfin
salgılanmasını artırır ve bu da vücudun diğer
kısımlarında olduğu gibi, beyin hücrelerini de
harekete geçirir.
■ Kendi başınıza beyin fırtınası yapın.
Karmaşık problemler genelde beynin sol
yarısının çözümlerini gerektirir. O yüzden,
hemen ilgili görünmeyen alanlara geniş ve
genel bir bakış, perspektifinizi
genişletebilir. Beyninizin
ne kadar saçma
fikirler üretmesine
izin verirseniz,
gelişigüzel
dolaşırken bir
çözüme
rastlama
olasılığı da
o kadar artar.
***
YARATICILIĞA INCE AYAR
Toplu taşımaya bindiğinizde
telefonunuza değil de camdan dışarıya
bakın. Araştırmacılar can sıkıntısıyla
gündüz düşlerinin zihni dağıtıp yaratıcılığı
artırabildiğini gösteriyor.
■ Gazete sayfalarını kesip sözcükleri
gramer bakımından doğru ama saçma
cümleler kuracak biçimde birleştirin.
Gramer yapısını koruduğunuz sürece
ürettiğiniz yeni sözcükler bir tür anlam ifade
edecek ve beyni, içeriğe farklı biçimde
bakmaya zorlayacak. Bu da yaratıcı
düşünce için faydalı bir beceri.
■ Işıkları söndürün
Almanya’daki Stuttgart ve Hohenheim
Üniversitelerinden psikologların yürüttüğü
2013 tarihli araştırma, loş ortamların
yaratıcılığı artırdığını gösteriyor. Dediklerine
göre karanlık, bir tür özgürlük hissi yaratıyor
ve “risk alan, keşfe dayalı işlem tarzını”
tetikliyor.
■ Eğer bir hikâye okuyorsanız ortasında
durun ve beş farklı alternatif
son düşünün.
■ Mevcut görsel
deneyimi tuhaf bir
deneyime
dönüştürün.
Diyelim ki
etrafınızdaki
tüm nesneleri
baş aşağı hayal
edin. Onlara bu
hâliyle yeni kullanım
amaçları bulabiliyor
musunuz?
■ Bir gündüz düşünü gerçek
hayatta kullanmanın bir yolunu bulun.
Örneğin bir öyküye ya da fıkraya
dönüştürün.
***
KARAR VERMEYE İNCE AYAR
■ Verdiğiniz kötü kararların listesini yapıp
bir bağlantı arayın. Hepsi ödün verme miydi
yoksa acele kararlar mıydı? Bir bağ
bulamazsanız kullandığınız zihinsel
stratejiyi analiz edin ve bir süreliğine kasıtlı
olarak zıt stratejiyi uygulayın. Eğer problem
aceleyse kararı geciktirin ve akla gelen daha
hafif, daha az belirgin etmenleri hesaba
katın.
■ Karar vermeden önce beyin fırtınası
yapıp bir gece uyuyun. Yaratıcı düşünce gibi
iyi karar verme de bilinçdışının kuluçkaya
yatmasından yarar sağlar. Bu sürede
zihniniz oradan oraya gezinir, işe
yarayabilecek anıları didik didik eder. Uyku,
bu kuluçkanın uçlardaki bir örneğidir ve
rüyalarınız, uyandığınızda karar vermenizi
kolaylaştıracak önemli ipuçları doğurabilir.
■ Durumdan zihinsel olarak kendinizi
uzaklaştırıp yerinizde olsa başkalarının neler
yapacağını düşünün. Bu, beyninizi duruma
yeni bir perspektiften bakmaya
zorlayacak ve daha
önce hesaba
katmadığınız
faktörlerin
farkına
varacaksınız.
■ Favori
seçeneği bir
kenara yazın,
sonra içindeki
duygusal
sözcükleri
işaretleyin. Bunları
sildiğinizde de alacağınız karar hâlâ iyi
görünüyor mu? Değilse bu sözcükler karar
vermenizin asıl sebebi olabilir.
***
8.BEYIN EĞITIMININ
GELECEĞI
Elektriksel uyarım ve “akıllı ilaçlar”
beyin gücünü artırabilir mi?
BEYIN ÇARPICILAR
Kafatasınıza elektrotlar bağlayıp
elektrik vererek beyninizi harekete
geçirmek tuhaf gelebilir ama doğru
yapılırsa “transkraniyal doğru akım
uyarımı” (tDCS) güvenli bir yöntem.
Acı vermiyor ve hafif bir karınca-
lanmaya yol açsa da can yakmıyor.
Bu yöntem çok da iyi araştırılmış
durumda; ana akım akademik lite-
ratürde yayımlanmış 2.000’den
fazla araştırma, yöntemin güvenli
ve çocuklar için bile uygulanabilir
olduğunu gösteriyor.
Peki tDCS’den fayda sağlayabilir
misiniz? Birçok araştırma bunun
geniş kapsamda bilişsel becerileri
geliş tirdiğini ve depresyon gibi
duygu durum bozukluklarını hafiflet-
meye yardımcı olduğunu gösteriyor.
Fakat bazı araştırmalarda görülen
fayda çok az ya da hiç yok. Genelde
10 ila 20 dakika tDCS almanın az
fark edilir, kümülatif etkileri olu-
yor. Ancak araştırmaların birçoğu
beyin sorunu olan insanlar üzerinde
yapıldığı için, sonuçlar her zaman
sağlıklı beyinlere uygulanamıyor.
Önemli bir diğer şey de tDCS’in
etkisinin elektrotların başın neresine
yerleştirildiğine bağlı olarak
değiştiği. Duygu durum, bellek ve
bilişsel alan üstünde olumlu etkisi
olduğu için varsayılan seçim olarak
kullanılan bir “ideal nokta” var. Bu,
dorsolateral prefrontal korteks.
Yöntemden başka türlü faydalar
görmek için elektrotları farklı yerlere
yerleştirmek gerekiyor. Bazı tDCS
aygıtları elektrot konumlarının bir
“haritasıyla” geliyor.
Piyasada onlarca kendin yap tarzı
aygıt var. Şu an tDCS aygıtlarının
doğrudan halka satışının önünde
hiçbir yasal engel bulunmasa da
tDCS aygıtlarının ne kadar iyi çalış-
tığını gösteren bağımsız araştırma-
ların sayısı kısıtlı. O yüzden böyle
bir şey alacaksanız önce araştırma
yapmalısınız. Pahalı makinelerden
bazıları araş tırmaya yönelik ve
ev kullanımı için gereksiz özellik-
lerle geliyor. Ürün gamının diğer
ucundaysa çok ucuz ve el yapımı
tDCS aygıtları bulunuyor ki bunların
güvenilir zamanlama mekanizmaları
ya da yeterli güvenlik önlemleri
olmayabilir.
KIMYASAL AJANLAR
“Akıllı ilaç” terimi, beyin gücünü
artırdığı iddia edilen yüzlerce madde
için kullanılan genel bir terim.
Örneğin İngiltere’de üniversite
öğrencilerinin yaklaşık %12’sinin per-
formanslarını artırmak umuduyla,
internetten kolayca alınabilen bu
ilaçları kullandıkları tahmin ediliyor.
Akıllı ilaçlar arasında dikkat
bozukluğu konusunda kullanılan
reçeteli ilaçlar ve narkolepsi teda-
visinde kullanılanlar var.
Bunlar asıl hastalar için etkisi
kanıtlanmış ancak sağlıklı insanlar
üstündeki etkisi bilinmeyen ilaçlar.
Yan etkileri olabileceği için, kullan-
madan önce aile hekimine danışmak
akıllıca olur.
Akıllı ilaçlar arasında, bitkisel tak-
viye ürünleri de var. Bunlar verimli
olduklarını iddia etseler de kapsamlı
testlerden geçirilmiş değil.
***
BAKTERILER
Bağırsaklarınızda
bazıları kötü ama
birçoğu zihin ve beden
sağlığımız için yararlı
100 trilyon civarı
bakteri yaşıyor.
***
MANTARLAR
Candida albicans gibi
bağırsakta yaşayan
mantarlar tüm mikrobi-
yomun %1’ine karşılık
gelse de bakterilerle ve
diğer mikroplarla
simbiyoz içinde yaşıyor.
MAYALAR
Mayalar, tek hücreli
mantarlar. Candida
albicans aslında bir
maya. Çok fazlası hem
maya hem de mantar
enfeksiyonu olarak
anılıyor.
PROTOZOA
Bu tek hücreli organiz-
malar organik maddeyle
besleniyor. Birçoğu
zararsız, bazıları
potansiyel faydalı,
bazısı da ishal
sebebi.
ARKELER
Bunlar insan bağırsa-
ğında yaşıyor ve
karmaşık şekerleri
yıkıma uğratmada
önemli rol oynayarak
karmaşık süreçlere
yardımda bulunuyor.