Gönderi

272 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
Eylül 2018’de ‘Başka Sinema’da ‘Mary Shelley’nin biyografik filmini seyretmiş ve koştur koştur kitapçıya gidip bu kitabı almıştım. Daha önce Frankenstein’in sadece ismine vakıftım gerçek manada. Bir cenavar olduğunu biliyordum ama ne tür bir cenavar? Kitap uyarlaması olduğundan da bîhaberdim. Filmde ayrıca şöyle böyle bilgi sahibi olduğum Viktoria çağı İngiltere’sine dair de perspektif yakaladım. Zira kadınlar için zor yıllar İngiltere’de -şunu da anlamıyorum kraliçesin, kadınlara zulmediyorsun, erkeğe etsen anlarım. Derim ki kişisel bir meselesini genelleştirmiş bir bacımız- Wirginia Woolf’u intihara sürükleyen. Yine dağınık dağınık gidiyor yapmaya çalıştığım inceleme!!! ‘Viktoria çağını anlatan iyi bir Türkçe kaynak varsa bildiğiniz, söyleseniz de okusam ;) Yazar hikayeyi birlikte kaçtığı şair sevgilisiyle Lord Byron’un malikanesinde takılırlarken ‘abi hepimiz bir korku hikayesi uyduralım’ fikrinden yola çıkarak gördüğü kabustan devşiriyor hikayeyi. Özellikle çok kullanışlı olmasından kaynaklı mektup- Viladimir Nabokov, Oğuz Atay gibi yazarlarda çok kullanmışlardır- formuyla; çerçeve içine çerçeve koyarak - kutuplara keşif gezisine giden bir dış anlatıcı var kardeşine mektupla yazıyor, bu gezide karşılaştığı bedbaht adamın, cenavarın yaratıcısı sayın Frankenstein, dinlediği hikayesini; hikayeyi anlatan cenavarı yaratışına kadar kendi hikayesini anlatıyor, sonra cenavar kendi hikayesini anlatıyor, sonra bütün hikaye birbirine giriyor ama, anlaşılmama tehlikesi de oluşmuyor. Gayet akıcı ve merak uyandırıcı bir üslüp ve anlatım tarzı var. Hikayeyi ya biliyorsunuzdur filminden ya da okursunuz. O yüzden içeriğe çok girmeyeceğim. Mary Shelley, insanın içindeki canavara odaklanmış aslında. Bence de hepimiz kötü veya daha kötü cenavarlar yaratıyor ve büyütüyoruz içimizde. İşte tam olarak bu süreci imliyor Shelley. Yani akıcı bir hikaye okumanın yanında kendimize, insanlığımıza ve genel olarak insanlığa dair de düşünme olanağına sahip oluyorsunuz. Jose Saramago’nun ‘Kabil’ kitabındaki; Kabil’in Habil’i öldürdükten sonra Tanrı’yla hesaplaşması; din felsefesi ve yaratan ile yaratılan ilişkisi açısından beni çok sarsmıştı yıllar önce. Frankenstein ile Cenavarı arasındaki diyalog da o metni anıştırdı ve ekstra bir lezzet aldım. SONUÇ OLARAK, kitabı okuyabilir ve ‘Mary Shelley’ filmini izleyebilirsiniz. *Canavar kelimesi bilinçli olarak ‘Cenavar’ şeklinde yazılmıştır.
Frankenstein ya da Modern Prometheus
Frankenstein ya da Modern PrometheusMary Shelley · Can Yayınları · 201814.3k okunma
·
25 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.