Gönderi

320 syf.
8/10 puan verdi
(Yorum ağır spoiler içerir. Sonradan bana okuup da spoiler yedim diye kızmayın.) Kitabı bundan bi 20 gün önce bitirdim. Sıcağı sıcağına bu yorumu yapabiseydim keşke daha sağlıklı olurdu. Ama ne yapalım geç de olsa sizleri kitapla ilgili bilgilendirmeye çalışacağım. Öncelikle bu tarz aşk kitaplarının kapak fotoğraflarına kızıyorum. Çoğu zaman bir kadın ve bir tarafları açık hatta bazen her yeri açık! Bu okuyucuya ve kitaba hakarettir. Bu kapaktan anlaşılan şudur: Kitap hiçbir edebi değere sahip değil, bu kapakla daha fazla satmasını umuyoruz. Hem bir de böyle kapak yüzünden kitabı otobüste trende rahat okuyamıyon. heralde derdi mi anlatabilmişimdir. Hiç uzatmadan kitaba geçeyim. Yazar 1800leri çok iyi anlatmış. Adeta 19. yüzyıl İngiltere'sinde buluyorsunuz kendinizi. Kitap bir tesadüf üzerine kurulu. Önceden kızardım bu tesadüflere ama şimdi kızmıyorum bu tesadüfler olmasa aşk romanları yazılmaz. Hem bazen gerçek hayatda da tesadüflerle karşılaş mıyormuyuz? Anna tesadüf üzerine Simon adlı kendisinden büyük yakışıklı biriyle karşılaşırız. Anna karşılaştıkları nedenden dolayı bu adamdan nefret eder ama cazibesinden de kendini alıkoyamaz. Bir partide bu ikisi birbirlerine yakınlaşırlar bunu gören Annanın abisi olaya müdahil olur ve dedikodu çıkmasın diye evlenmeye zorlar onları. Bura da vay be demeden kendimi alıkoyamadım. Bu abinin kanında heralde Türk kanı var nasılda erkek gibi koruyor kardeşini. Bunlar evlendikten sonra da Simonun yaşadığı yere taşınıyorlar. Anna gurbet acısı çekiyor burada aynı bizim ülkede başka köye gelin olarak giden kızlar gibi. Simon bu evliliğin süremiyeceğini söylüyor. Nedenmiş ölen eşi ve çocukları yüzünden. Burası biraz bana garip geldi. Geçmiş geçmişte kalmış. Tamam karın ve çocuklarının ölümünden kendini suçlu buluyorsun ama suçlu buluyon diye de kendine hayat boyu acı çektirmenin lüzumu yok. Acı çekerek hep hayat geçmez. Senin evine her girdiği ortama neşe saçan bir kız gelmiş şimdi. Ne suçu var bu kızın senin geçmişte yaptığın hataların cezasını çekmeye. Tabi Anna hiçbir zaman pes etmiyor ve Simon2un sevgisini de kazanıyor. Yazar karakterleri anlatırken çok değiştrebiliyor kişiliklerini. Mesela Simon bi yerde kaba biiriymiş gibi gösterirken bir yerde çok iyi biri yapabiliyor. Ya da Anna'yı normal bir güzellikte anlatırken kitabın ilerleyen bölümlerinde güzeller güzeli bir kızmış algısı yaratıyor. Tabi bunları ustalıkla yapmış. Kitap sürekleyici. Okudukça okuyası geliyor insanın. Zaten bu tarz bestseller romanlar insanın merak duygusu sebebiyle bir çırpıda okunuyor. Daha lafı uzatmaya gerek yok heralde. Kitabı beğendim. boş vaktiniz olduğu birgün alıp okumanızı tavsiye ederim.
Akşam Yıldızı
Akşam YıldızıSamantha James · Pegasus Yayınları · 2011113 okunma
··
327 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.