Gönderi

Aşkta üç kahraman vardır; “seven, sevilen” bir de arada “problem” olan. Haydi biz aşık, maşuk, rakip diyelim ona. Gül, bülbül, di­ken. Ferhat, Şirin, Hüsrev... Kerem, Aslı, Keşiş, vs... Yeşilçam’ın tasnifi ile; esas oğlan, küçük hanım ve kötü adam! Üçüncü kişi güçlük çıkarır, çelme takar, işte onunla ya­pılan mücadele insanı yüceltir, mevzuya tat katar. Eskiler bunu “teberri olmadan tevelli olmaz” şeklinde dört kelime ile özetleyi vermişler. Yani zararlıdan, kötüden, hayırsızdan uzaklaşmadıkça, güzele yanaşamazsınız asla. Cem-i zıddeyn muhaldir, (iki zıd şey bir arada durmaz). Doğuya gidiyorsanız Batıdan uzaklaşacaksınız. Eğer ışığı ar­kanıza aldıysanız ömür boyu gölgenizin peşinde koşar, ka­vuşamazsınız. Işığa dönen ise gölgeleri peşine takar. Şeyh Galip rahmetli ne güzel anlatıyor: Birden bire bul aşkı bu tuhfe bulanındır. Devran olalı devran erbab-ı safânındır. Yani bu aşk denilen, ancak tadanın kavrayabildiği şeyi buldun mu senindir. Kimse sormaz, mülkiyet iddiasında da bulunmaz. Ve bu kâinat yaratıldığı günden bu yana safa erbabının ekseninde dönmektedir. Aşk gelicek, cümle eksikler biter” demiş Hazret-i Yu­nus Emre o kendine has ifade tarzıyla. Pekiiii, rakip kim? Necip Fazıl rahmetli: Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın, Gündüz geceye muhtaç; bana da sen lazımsın, de­mişti... Doğru da söylemişti. Eski derdin yeni bir terennüm biçimi. Eskiden vezinle, aruzla yazmışlar şimdi ölçüyle, kafileyle. Hikâye aynı, meram değişmiyor... Kanuninin dediği gibi: “Cümlenin maksudu bir, amma rivayet muhtelif.” Herkes ayrı dert ile yanıyor ama tasvirleri farklı oluyor. Ömrü boyunca dağda bayırda yaşamış biri gönlünü çalan güzeli “maşallah çınar endamlı” diye övebilir, mürekkep ya­ layan bir çelebi ise sevdiğini şöyle tarif edecektir “Elif gibi!” Kimi ar’ar dedi kaddi dildâra kimi elif, Cümlenin maksudu bir amma rivayet muhtelif Lofçalı Sabit merhum da diyor ki: Meydâna geldi nâ’ş-ı rakib-i nemime -sâz, Kıldım huzur-u kalp ile ömürde bir nemaz. Rakip ölmüş meğer, koymuşlar musallaya. Ben de oradan geçiyordum, dahil oldum safa. Ömrüm boyunca kalp huzuru kıldığım bir namaz varsa, rakibin cenaze namazıdır, inan. Düşmanla yapılan mücadele insanı yüceltir, çünkü menfi olanın zararlının karşısında. Onunla didişmek irtifa kazan­ dırıyor aşığa. Necati Bey merhum. Sultan Fatih devrinin dev şairi, “Benim için ağlayın” diyor. “Eğer, biraz merhametiniz varsa... Yare kavuşamadım gitti ama rakip de ölmedi ki helvasını kaşıklasaydık bari!” Acır isen gel Necati derd-mende acı kim, Ne leb-i dilber nasib oldu, ne helvayı rakib. Yani iki lezzete talip, maalesef ikisinden de mahrum.
··
27 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.