Gönderi

152 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 4 days
Andrey Platonov- Vadesini Uykuda Dolduran Ölmemişlere
Müziği daha doğmamış yorgunluklar varmış, Hiçbir sesin onlara ulaşmadığı Ve seslerini dahi hiç kimsenin duymadığı. Çölün ortasında, terk edilmişliğin en koyu unutulmuşluğunda Güneşin en tepeden kavuran ışıklarıyla insan avladığı Halkının hakikatten değil, sadece doğdukları için yaşadığı Susayınca nemli kumlara, acıkınca leş kemiklerinin sönmüş ilik suyuna, Ölümün çoktan gizlice öptüğü dudaklarıyla yanarcasına dokundukları. "Neden ölmek istediniz?" diye sormuştu ihtiyarlara Çagatayev. "Ruhumuz uyuştu yaşamaktan," demişti Sufyan, "Kemiklerimiz kurudu, büküldü, damarlarımız büzüştü: Gerinmek istiyor bu kemikler, bırak yağmur ıslatsın, rüzgar kurutsun, solucanlara yem olsunlar - mani olmayayım artık onlara ... " Ama sen söyle Çagatayev, Değil mi ki bırakılamazdı bu halk; çünkü 'Can' koymuşlardı adını. Analarının onlara bağışladığı canlarından başka bir şeyleri olmayan, Kadınların çocuklarının önünde: ''Seni sevemeyecek kadar güçsüzüm artık'' cümlesiyle kırıldıkları... Acılarını duyumsayamayacakları kadar çok acıyan... Çünkü ölüm sessizce öpmüştü dudaklarını, Bundandır, yaşama arzusundan çok ölümü hatırladıkları. Müziği daha doğmamış yorgunlukları varmış insanların. Hiçbir sesin onlara ulaşmadığı Ve seslerini dahi hiç kimsenin duymadığı. Ama sen söyle, değil mi güzel Çagatayev? Değil mi ki yaşamalıydı bu halk; çünkü Can koymuşlardı adını.
Can
CanAndrey Platonov · Metis Yayınları · 2013988 okunma
··
249 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.