Van Gölü :)Kitabı bu kadar geç bitirmemin sebebi elektriklerin kesilmesi falan değil.Aynı anda başladığım üç kitaptan biriydi kendisi.O üç kitabın arasına da neler girdi neler çok güzellerdi.
Kitabı bitirdikten sonra hatta okurken bile tarihi mekan ve bilgileri araştırma ihtiyacı duydum,siz de okuyunca tarih bilginiz benim gibi kıt ise ve araştırmacı bir ruha sahipseniz aynısını yapacağınızı düşünüyorum.Genelde 'yazarın okuduğum ilk kitabıdır' denir klişe olarak.Bu klişeyi yinelemek istiyorum.Aynı zamanda kitap yazarın ilk yazdığı kitaptır.
''Bitlis’in Ahlat ilçesinde bulunan ve Anadolu’nun ’Orhun Abideleri’ olarak nitelendirilen Ahlat Selçuklu Mezarlığının UNESCO yedek listesinden asıl listesine alınacak olması sevinçle karşılandı.'' diye bir habere denk geldim araştırmalarım sırasında.Haber 2016 yılına ait.Kitapta olayların geçtiği tarih de 2016.Cami duvarına saklanıp emanet edilmiş üç çizgili bir taş ile başlayan serüvenin şifreleri kurguya polisiye de eklenerek çözülmeye çalışılıyor.Yazar ve kitabı yeni olduğu için spoiler vermek istemiyorum.Kitabın dili ve anlatımı kelime dağarcığı bakımından vasat olsa da,tarihi bilgiler ve kurguyu ben çok sevdim.40-50.sayfadan sonra olayların akışına kendimi kaptırdım ve sürükledi.Tek vasat tarafı aynı cümlelerin bazı bazı sayfalarda sürekli tekrarlanmasıydı.
Bitlis/Adilcevazlı arkadaşlarım Adilcevaz'ı her anlattıklarında merak eder,oraya gidip görmek,orada zaman geçirmek için sabırsızlanırdım.Hala da gidemedim ama bu gitmeyeceğim anlamına gelmez :) Bunun yanın da Ahlat'ı da kısacası tüm Bitlis'i iyi bir rehber eşliğinde gezme kararım kesindir.Van gölüne her baktığımda yazarı hatırlayacağım kesin.Kitapta o kadar çok Van gölü,Van gölü,Van gölü demiş ki,yazarın Ankaralı olmasına bağlıyorum bu göl,deniz hatta okyanus sevdasını :) Okumanızı tavsiye ederim.