Gönderi

431 syf.
6/10 puan verdi
·
5 günde okudu
İlkokuldayken Canan Tan'ın çocuk kitaplarından birini okumuştum ve çok sevmiştim. Uzun süredir de onu okumamıştım; ama bir şekilde bu kitabi elime geçince hatırlama ve tekrar okuma fırsatım oldu. Yalın üslubu sayesinde ne yazarsa yazsın kendini okutabiliyor; ancak seçtiği bu konunun ve oluşturduğu bu kurgunun sıradan olduğunu, anlatımıyla da bunu telâfi edemediğini, kendi hayal gücünden bir şeyler katmadığını, özgün bir pencereden değil de çok bilindik bir pencereden bakarak yazdığını düşünüyorum. Gerçi yazdığı yılı da göz önünde bulundurmak lâzım; ama şu an çok bilindik geliyor. Ayrıca Piraye karakterini kendi içinde tutarlı bulmadım. Gerçek hayatta tanışsaydım kesin gıcık olurdum ben bu Piraye'ye. Hiçbir sosyal ve politik mevzuyu yorumlamadan, eyleme gitmeden, kendi hayatıyla ilgili bile hoşuna gitmeyen birçok şeyle mücadele etmeyip boyun eğdiği, kendi değer yargılarına ters düşen şeyler yaptığı halde sadece şiir okuyarak kendini devrimci ilân edebiliyor. Haşim ve ailesi hakkında içten içe kötü şeyler düşünüp davranışta ve konuşmalarda aşık birine dönüşüyor. Önceden şiirleştiği çocuğu terk ettiği sebebin on katını yaptı Haşim, sineye çekti ama aşık olduğunu yine de çok hissedemedim. Dünyaya engelli gelen çocuğun bu denli geri plana atılmasına, ona ölse ne yaşasa ne minvalinde bakılmasına çok üzüldüm. Sonuçta doğmuş ve engelli diye böyle bakmak yerine sevgimizi vermemiz, yataklarında da olsa biraz yüzlerini güldürmeye çalışmamız gerekir; ama bu kitaptaki bebek engelli doğdu diye hiç mi hiç umursanmıyor. Şehri betimlediği sayfalar hoşuma gitti. Bence Canan Tan çocuk kitaplarında daha iyi, anlatımının da o türe daha çok yakıştığını düşünüyorum.
Piraye
PirayeCanan Tan · Altın Kitaplar · 201344,7bin okunma
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.