Gönderi

240 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Hayatlarımızdan kaybolan kişiler bir zamandan sonra algımıza bir yabancı gibi gelir. Sanki kaybolan hiç var olmamış gibi düşünmeye başlarız. Sanki yaşadıklarımız bir rüyaymış ve uyanıp onsuz kalmışız gibi, aslında gerçeklikte zaten hiç yokmuş gibi. Sorgulamadığımız tek şey bunca canlılık arasında sadece kendi varoluşumuzdur. Bellek bu kadar bencil midir? Her gün biz hiç fark etmeden doğan ve ölen insanlar sırf fark etmediğimiz için hiç olmamışlar mı yani? Sahi ölen birisini aklında yaşatabilir mi insan? Hasan Ali Toptaş'ın benliğini sayfalara karıştırdığı, yazarın olay örgüsünün bir kenarında her şeyin sebebi ve en büyük sonucu olduğu bir kitap bu, ve okuyucu olarak olayların kenarında köşesinde yer alırken büyük bir arayışa tanıklık ediyorsunuz. Küçük ve unutulmaya yüz tutmuş bir köyde birer birer kaybolan insanların hikayesi sizi büyük bir sorgulamaya itiyor, varoluş algınızı değiştiriyor. İnsanların yokları vardır diyor yazar, herkes hayattan bir şeyler alarak yoklarını doldurur. Kalanlar kaybolanları ararken bir noktada dönüp dolaşıp kendini aramaya başlıyor, kendi yoklarında kaybolup gidene kadar.Bunu yazarın kendisi içinde söyleyebiliriz. Karakterlerin ve olayların arasında yarattığı bu arayışta sanki kendini arıyor aslında, bir şeye odaklanıp onu ararken diğer bulduklarımızın kıymetini bilemeyiz bazen ama yazar bunu yapmıyor, bulduğu her şeyi fark edip bağrına basıyor. Peki bir türlü bulamadığı berber dükkanı mı yoksa kendisi mi? Aynaya baktıkça önüne çıkan yüzler, belki yazarın kayıp yüzleri, belki de benliğinin parçaları. Çocukluğundan gelen kepçe kulaklı o çocuk gibi. Hatta yazar belki o çocuktur, aynı zamanda berber, aynı zamanda Güvercin... Ve okurken tüm bu kayboluşun ve bencilliğin, insan olmanın ve deliliğin altında eziliyorsunuz, Ramazan gibi ya da Güvercin gibi... Kitabı okuduktan sonra filmini de izlemenizi öneriyorum. Zor ve düşündürücü bu hikayeyi kesinlikle daha etkili hatırlayacaksınız. Ama şunu da eklemeliyim, bu kitabın sonu tamamen okuyana bırakılmış. Herkes kendi sonunu yorumlasın, karakterlerin kaderlerini okuyucu çizsin istemiş yazar. Filmdeki son senaristler tarafından yazılmış bir son, yazarın kitabı için düşündüğü son değil, o son için hiçbir şey düşünmediğini söylüyor. Gerçekten beni en çok etkileyen kitaplardan birisi oldu, hayatıma bu kitabı kattığı için yazara sonsuz teşekkürler. . . 'Herhâlde kendi varlığına karışarak yok olmak en akıllıca yöntemdi. Belki de bu yüzden delirmişti Cennet'in oğlu; kendini kendine gömebilmesi için delirmesi, delirmesi içinse herkesten akıllı davranması gerekmişti.' Filmin linki: youtube.com/watch?v=io5n-VL...
Gölgesizler
GölgesizlerHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 202012.7k okunma
·
25 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.