Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

263 syf.
9/10 puan verdi
·
21 saatte okudu
AMA ÇOCUK KAYBOLUR
Çarpım tablosu ezberlerken hayatının en zorlu imtihanlarından birini verir çocuk. Çabucak ezberleyen zekidir, diğerleri eh işte, hiç ezberleyemeyen aptal! Okumayı sökemez bir türlü, en arka sıraya atılır. Sınıfın tembelidir o artık. “Parmakla gösterilen!” Koşuda birinci gelemez, şarkıyı ritmine uygun söyleyemez. Geç tembeller sırasına! Vazgeçer sonra çocuk. Kayıptır artık. Bulunmamak için iyice gizlenir. Gizlendikçe daha da kaybolur. Oysa çarpım tablosunu oluşturan rakamlardır onu korkutan. Dokunamadığı, koklayamadığı, küçücük kafasında bir şekle sokamadığı tuhaf şeylerdir. Öğretmeni o gün rakamları elmaya, taşa, kaleme, ne bileyim renkli renkli bilyelere dönüştürüp çocuğun “rakamlara dokunmasını” sağlasaydı, kaybolmayacaktı çocuk. Okulun ilk günü “öğretmenim ben zaten okumayı biliyorum” deme cesaretini gösterebilseydi, bu cesareti öğretmeninden alabilseydi, yola mağlubiyet hissiyle başlamayıp, kaybolmayacaktı çocuk. “Ben bazı harfleri söyleyemiyorum, bana gülüyorlar, çok yazı yazdırıyorsunuz parmaklarım acıyor, o yüzden okumak- yazmak istemiyorum.” diyebileceği bir öğretmene sahip olsaydı çocuk, kaybolmayacaktı. “Ben hızlı koşamıyorum, zaten neden her şeyde yarışmak zorundayım ki? Şarkı söylemeyi değil, dinlemeyi seviyorum. Siz şarkı söylerken ben resim yapsam olmaz mı?” diyebilseydi öğretmenine, kaybolmayacaktı çocuk. Ama çocuk kaybolur. Çünkü onu da kayıp bir çocukluktan gelme öğretmeni yetiştirmiştir. Ne yazık ki eğitim-öğretim acımasız bir yarıştır dünyada. Bu yarışta düşenler diğerleri tarafından üstüne basılıp geçilir, parça parça edilirler. Şansı varsa tam düşeceği sırada elinden yakalayıverir bir “öğretmen”. Ve bu tüm hayatını kapsayan bir etkileşim başlatır. Bu yetersiz, ezberci ve gelenekçi eğitim sistemlerinin acımasız çarkında kaybolmayan bireyler yetiştirmek için siyasetçiler, yöneticiler, öğretmenler, anne-babalar, hepimiz elimizi taşın altına koymak zorundayız. Kitabı okumanızı tavsiye ederim. İşte bize tam olarak bunlardan ve çözüm yollarından bahsediyor.
Nasıl Bir Eğitim İstiyoruz?
Nasıl Bir Eğitim İstiyoruz?Server Tanilli · Cumhuriyet Kitapları · 2009122 okunma
··
179 görüntüleme
Yeşim okurunun profil resmi
Hayatta en büyük şans küçükken iyi bir öğretmene rastlamaktır demişler. Kendi öğretmenimi hatırlıyorum da. Hatırlamak istemiyorum. Sistem bi yandan öğretmen bir yandan ezdi de ezdi bizi. Şimdiki dönem de pek içaçıcı değil. Umarım bi el atan olur şu eğitim sistemine. Çünkü bence ilk düzeltilmesi gereken sistemdir. Eline sağlık Neşe'm. 🌼❤️🌸
Neşe okurunun profil resmi
Yeşim, eğitim sistemine el atan olmaz, oldurmazlar. Çünkü o zaman muasır medeniyet seviyesine ulaşma riskimiz oluşur!! Biz eğitimcilere bu zorlu yolu aydınlatmakta büyük sorumluluk düşüyor. Gerçi benim bu eğitim ordusuna güvenim, mesleğe başlar başlamaz sarsılmıştı. Devam eden yıllarda da ne yazık ki fikrim değişmedi. Öğretmen kutsal falan değildir. Ona da herkes gibi bir görev biçilmiştir toplumlarda. İnsandır değerli olan, meslek olarak bakarsak kısır döngüye girer. Ne demişti Douglas Malloch? “Sen her neysen onun en iyisi olmalısın.” Hepimiz yaptığımız işi en iyi şekilde yapmaya çalışınca, ancak o zaman düzelir yanlışlar. Dertli olduğum yerden dokundun bana, çok konuştum:)) Teşekkür ederim canım benim.💕😘
1 sonraki yanıtı göster
Çağlayan ASLAN okurunun profil resmi
ARKA SIRADAKİLER... Amir Khan'ın Yerdeki Yıldızlar filmi geldi aklıma. Her öğretmen feyz alarak bir kere izleyebilse keşke. Güzel inceleme.
Neşe okurunun profil resmi
İncelemeye yaptığınız yoruma teşekkür ederim:) Gerçekten muhteşem bir filmdir o.
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.