Yatsı ezanını duyduğumda evden çıkmış kapıyı kilitliyordum. "Bu okunan yatsı ezanıysa, benim az önce kıldığım neydi?" diye kendime gülerek anahtarı geri çevirdim; çabucak abdest tazeledikten sonra evden aynı hızla fırladım.
Mahalle camisine adım attığımda cemaat henüz sünneti kılıyordu ve anlaşılan bitirmek üzereydiler; bir kolona sırtımı yaslayarak beklemeye ve cemaati dikkatle incelemeye başladım. Zira az önce camide birlik olmadığımızı eleştiren bir paylaşım yapmışken birlik olma motivasyonuyla doluydum. Bildik manzara karşımdaydı: tek tük genç, ekseriyetle orta yaş amcalar olmak üzere arka tarafta kilise cemaatini andıran dedeler...
İmam efendi bir farz namazın hemen öncesi hariç hayatın hiçbir anında ağzından çıkmayan sözlerle cemaate seslendi: Saflarımızı sık tutalım! Türkiye'de safın ortadan değil kenardan başladığını artık kabul etmiş olarak yanımdaki boşluğu cam kenarına değil de arka safa işaret ettim ve nihayet namaza geçtik.
Camiye mümkün mertebe homojen bir şekilde dağılmış ve iki kişilik bile bir safın kalmadığından emin olarak son sünnet ve vitri de kıldıktan sonra tesbihatın başlamasını bekleyen yanımdaki amcaya tokalaşmak üzere iki elimi de uzatarak "Allah kabul etsin amca" dedim; az önceki gaza gelmişliğin etkisi ve "Çünkü cemaat olmak bunu gerektirir" düşüncesiyle "Bir derdin, sıkıntın, ihtiyacın var mı?" diye de ekledim.
İsmail abi emsal, şaşkın bir balık gibi yüzüme bakarak ağzımdan çıkanla kulağının duyduğunu eşleştirmeye çalışan amca bir cevap bulamayınca iyice garipleşen ortamdan uzaklaşmak adına tesbihatı beklemeden kalktım ve kapıya yöneldim. (Hem nöbetçiydim zaten, bahanem çok :-P ) Caminin iç kapısından çıkmadan son kez bir arkama döndüm ki dönmez olaydım. Mavi kare gömlekli, krem keten pantolonlu ve en az 10 yıllık evli göbeği olan az önceki amcayla gözgöze geldik. Hemen gözlerimi kaçırdım ancak amcanın taze jeton düşmüşçesine kalkarak peşimden kapıya yöneldiğini de göz ucuyla gördüm.
Caminin bahçesinde bana yetişen amcaya verdiğim şaşkınlığın ve muhtemelen benim yüzümden tesbihatı bırakmış olmasının da mahcubiyetiyle dönerek:
"Buyur amca. Var mı benden bir arzun, isteğin?" dedim.
Amca, tereddütle yamacıma sokularak biraz da sesini kısarak "Yoksa Hızır mısınız? dedi.
Amcanın ciddi olduğunu görünce gülemedim de, içimden "Haydaa" çekerek fakat dalgacı tarafıma denk geldiğinden gizemli bir ton takınarak "Hızırım diyen Hızır değildir amca!" dedim. Amcanın beni Hızır sanarak uyanık cesaretine takılmak için de "Sen Kayserili misin?" diye ekledim.
Amca heyecanla "Evet, nerden bildin?" dedi ve sorusunun anlamsızlığını farkederek oğlunun tembelliğinden dem vurmaya ve sınavıyla ilgili bir şeyler sormaya başladı.
Baktım istesem de amcayı Hızır olmadığıma inandıramayacağım ve koluma da çoktan girdiğini farkettim. "İnsan Hızırı bulamasa da Hızır olabilir" diyerek rol yapmaya karar verdim. "Şimdi sözlerimi iyi dinle; oğlun 6 ay boyunca her sabah namazının ardından 2 saat ders çalışırsa istediği yeri kazanacak ancak her ayın 13. gecesi istisna, o gece çalışmaması lazım" dedim. Kolumu amcadan kurtarmak için gözlerini kapatıp ellerini duaya açmasını, kendi duyabileceği bir sesle 3 İhlas ve bir Fatiha okuduktan sonra gözlerini açmasını söyledim.
Baktım, amca gözleri kapalı ve kendini kaptırmış bir şekilde sureleri okumaya başladı bile; ayak uçlarıma basarak sessizce uzaklaşarak caminin uzak yan duvarının arkasında karanlık bir köşeye saklandım. Arabama geçmeden önce basit bir şakanın geldiği noktanın pişmanlığıyla kendime kızarak amcanın etrafına bakınarak evine doğru giden sırtını izledim bir süre...
Neyse, dediğimi yaparsa bir batıl inanç kazanacak olsa da sınavı da kazanır muhtemelen oğlu :))
··
34 views
Adım çıkmadan itiraf edeyim o zaman: Okuduklarınız kurgudan ibaret, büyük oranda :)
Ahmed! kardeşim gece gece siteyi uyandırdık gülmekten :)))
Amcanın oğluna şu an edilecek duaları düşündüm de, dua edin gelip asistanınız olmasın :) Sonra amca hızırı görse de, oralı olmaz :)))
Haha :-D Bu arada adımın o olduğunu kim söyledi :-P
1 next answer
:D ah amca
Bu yorum görüntülenemiyor
😅😅😅 inşallah kazanır her işte bir hayır vardır .
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.