Gönderi

448 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kıtlıktan Çıkmış Adam
''Karanlık Ada'yı okurken ödüm patladı ve elimden bırakamadım. Korku dediğin işte böyle yazılır!'' Kitabı okumaya başlamadan önce ünlü bir yazarın kitap hakkında yorumunu okudum. Genelde bu yorumlar hep abartılı olurdu fakat bu isim pek yalan söylemezdi. Ayrıca söylemi de hiç yabancı gelmiyordu. Bildiniz değil mi? Bu cümleyi yeryüzünde bir tek Amerikalılar söyler ve içlerinden biri çıkar ki o hep en iyi laflar eder. Usta yazar Stephen King'den başkası değildir bu kişi. Zaten okuduktan sonra neden King'in yorum yapmış olduğunu daha iyi anlayacaksınız. İlk olarak yazarı tanımak gerekir ki kendisi Kanadalı bir yazardır ve Amerikalı dostlarıyla kardeş sayılır. Nick Cutter mahlasını kullanıp gerçek ismi Craig Davidson'dur. Yaşı da epey genç sayılır. Neyse bunları bırakalım ve hemen esas konumuza dönelim. Nick Cutter'in tablosuna bakınca çıkardığı eserlerin hepsi korku-gerilim. Bu da tek bir daldan gittiğini gösteriyor ve ustam diye bahsettiği Kral King'i de kendine idol olarak gösteriyor. Karanlık Ada'ya bakınca hemen bir King havası sezmemek elde değil. Acemilikten bir üst dala geçmiş olan Craig, bence çok iştahlı ve önüne büyük hedefler koymuş biri. Karanlık Ada'yı resmederken elinde bulunan tuvalde King'in boyaları da vardı. Bu boyalardan biri Mahşer, diğeri ise kesinlikle O idi. Bu iki başyapıtın formülünden az da olsa resmine katmak istemiş yazar. Zaten bunun düşüncesi bile eseri güzelleştirmeye yetmiş. Ben şahsen beğendim. Ama beğenmeyecek olan da çok çıkabilir. Eseri iğrenç bulanlar olduğunu söyleyenler de olmuş. Ama birazcık bu tür eserlere merakı olan kişi, eserde daha adaya ilk adımını atar atmaz etrafa salya sümük dağıtan, kuru kene çirkin suratlı kıtlıktan çıkmış bir adamı görünce, hissedince hiç de iğrenç olmadığını bilakis romanın büyük bir hızla aynen böyle devam edeceğini zevkle ister. Elbet bazı sayfalarda onaylamadığım sahneler vardı fakat genelgeçer olarak güzeldi. Kurgu 3-5 çocukla başındaki bir yetişkinle bir adada geçiyor. Kamp yapmak için gelmişlerdir fakat işler hiç de yolunda gitmeyecektir. Çünkü Ada'ya ayak basan kişi kıtlıktan çıkmış biriydi ve her şeyi yiyordu. Böylelikle XS boyutlarında Mahşercik meydana geliyordu. Çocukların davranışları ise hiç şüphesiz O'cuku yansıtmıştı. Sonuç olarak bazıları ''Bu ne ya, çocuk hikâyesi gibiydi. Ayrıca iğrenç şeyleri anlatıp duruyordu'' diyebilir. Fakat senin tecrübeli dediğin yetişkinlerinin yapamadığı korkuyu, gerilimi bu üç beş çocuk yapacaktı. Ben şahsen bu tür romanlarda devamlı Öcüüü, Ceeee gibi bir korku beklentisi içinde olmadım. Arada bir 'jump scare' yeterliydi. Bunun yanında güzel espriler, laf sokucu cümleler ve en önemlisi kaliteli betimlemeler isterdim. Mesela bu romanda yazarımız aynı Joe Hill gibi becerikli davranmıştır. Neyse lafı uzatmadan eserden bir örnekle ne demek istediğimi daha iyi anlatmış olurum. Frank amca fıtığını anlatıyor:)) ''Fıtığım atıverdi, kaz boku gibi kaygandı! Palyaço burunları nasıldır bilirsin, değil mi? Şuraya bakar mısın? Cee-ee, Maxxie, yakaladım seni! Frank amca dışa uzanan bağırsağını oyuncak korna gibi sıkmıştı. Düt-düüt! Ah! Öğle yemeğimin geçişini hissediyorum... evet, mısır ekmeği az önce geçti.''
Karanlık Ada
Karanlık AdaNick Cutter · İthaki Yayınları · 2017165 okunma
·
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.