Gönderi

85 syf.
8/10 puan verdi
Yazar kitabı dört bölüme bölmüş ve ilk bölümde Amerika'da süregelen kapitalizmin bir tahlilini yapmış ve nasıl işlediğinden bahsetmiş. İkinci bölümde ise iş artık tahlilden çıkarak yazarın deyimiyle kapitalizmin sosyalistçe suçlanması haline gelmiş ve burada  normal bir birey için kapitalizmin zararları ve hatta bir sistem olarak nasıl yanlış çalıştığını açıklamış. Üçüncü bölüm ise değişimi savunanlar ancak bir ütopyadan kurtulamayan sosyalistler için yazılmış ve nihayet dördüncü bölümde sosyalizmin ne olup ne olmadığı çok yalın bir dille okuyucuya verilmiş. Kitabın içeriğine girecek olursak, son bölümden başlamak istiyorum. Özellikle bizim ülkemizde sosyalizm ve komünizm ayrımını yapmak pek zordur. Peyami Safa'nın objektif 3 kitabında okuduğum gibi "çünkü sosyalizm bizde çok defa komünizmin maskesidir." O yüzden bu ayrımı yapmak zaruridir. Yazarın deyimiyle komünizm herkesten yeteneğine göre herkese gereksinmesi kadarken, sosyalizm herkesten yeteneğine göre herkese yaptığı iş kadardır. Sosyalizm komünizme geçiş safhasında uygulanması mecburi bir sistem olmasından mütevellit Peyami Safa'nın tespiti pek yerindedir. Çünkü yazarın da dediği gibi komünizm sosyalizmin daha yüksek bir aşamasıdır. Ben de bir sosyalistim ve komünizmi faşizm gibi bütün siyasî ideolojilerin en nefret vericisi olarak telakki ediyorum diyen William Pickles, sosyalizm için yüzlerce tarifin var olduğunu söylüyor ve şöyle bir tanım ileri sürüyor: içinde bütün kaynakların amme menfaatine kullanılmasını sağlayan bir eğitimin ve müesseselerin bulunduğu demokratik ve hür topluma doğru tekamül kabiliyetine inanmaktır. Bu ayrımı burada kapatacak olursak yazara göre teoride sosyalizm üretim araçlarında özel mülkiyet yerine ortak mülkiyetin bulunduğu bir sistemdir ki bu yüzden de kapitalizm ile ters düşer. Dahası, sosyalizm bir sınıfın hakimiyeti üzerine yoğunlaşmaz, bütün sınıfları ortadan kaldırmak ister. Buradaki amaç da tekrardan yazarın sözleriyle: her türlü sömürüye son veren sınıfsız bir toplum kurmaktır. En temeliyle özünde sosyalizm ülkeyi bir grup insanın malı olmaktan kurtaracak ve bunu bütün halka mâl ederek halk yararına, halk tarafından yönetecektir. Tabii bunlar teoride kulağa hoş geliyor, sosyalist veya kapitalist birisi olmamakla birlikte işin pratiğinin nasıl olacağını düşünerek kitabı okuduğum zaman pek ikna edici veya doyurucu bir bilgiye rastlamadım. Genelde SSCB yönetiminden örneklerle açıklamış bu konuyu. Burada yazar her şeyi güllük gülistanlik anlatmış ancak Anne Applebaum'un Red Famine kitabına bakınca iş pek de öyle gözükmüyor. Açlıktan milyonlarca insanın ölmesi, entelektüellerin tutuklanması ve dahası. Burada kitaptan bir kaç alıntı vermek yerinde olacaktır: The result was a catastrophe: At least 5 million people perished of hunger between 1931 and 1934 all across the Soviet Union. Among them were more than 3.9 million Ukrainians... Above all, the history of the famine of 1932–3 was not taught. Instead, between 1933 and 1991 the USSR simply refused to acknowledge that any famine had ever taken place. The Soviet state destroyed local archives, made sure that death records did not allude to starvation, even altered publicly available census data in order to conceal what had happened. Konuyu daha fazla dağıtmadan diyebilirim ki benim için faydalı bir kitaptı. Yalın bir dille yazılmış güzel örnekler içeriyordu. Konu hakkında yüzeysel bir şeyler öğrenmek istiyorsanız tavsiye ederim ancak sorgulayarak okumak kaydıyla.
Sosyalizmin Alfabesi
Sosyalizmin AlfabesiLeo Huberman · Sol Yayınları · 20113,006 okunma
·
14 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.