“Arturo mutfak penceresinin camını kırdı,” dedi Maria.
“Kırdı mı? Nasıl?”
“Frederico’nun başını camdan iterek.”
“O.... ç....”
“İsteyerek olmadı. Oyun oynuyorlardı.”
“Sen ne yaptın? Hiçbir şey yapmadın, değil
mi?”
“Frederico’nun başına tentürdiyot sürdüm.
Küçük bir kesik sadece. Önemli değil.”
“Önemli değil mi? Ne demek, önemli değil?
Arturo’ya ne yaptın?”
“Çok öfkelenmişti. Sinemaya gitmek
istiyordu.”
“Yolladın mı?”
“Çocuklar sinemaya gitmeyi sever.”
“P... kurusu!”
“Svevo, neden küfrediyorsun? Öz oğlun o
senin.”
“Sen şımartın onu. Hepsini sen şımartın.”
“O da senin gibi, Svevo. Sen de yaramaz bir
çocuktun.”
'Ben mi? Ben erkek kardeşimin başını hiç
camdan itmedim.”
“Senin hiç erkek kardeşin olmadı, Svevo
Ama bir keresinde babanı merdivenden aşağı
itip kolunu kırdın.”
“Canım, benim suçum mu babam... Aman,
boş ver.”